Beypazarı'nda Gezilecek Yerler
Beypazarı Ankara’ya 100 km mesafede olan, konaklarıyla, yöresel yemekleriyle ve el işçilikleriyle ünlü bir ilçemizdir. Eski zamanlarda birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, birbirinden farklı kültürleri barındırmıştır.
İlçeye giriş yaptıktan sonra, havuç heykelinin olduğu yerden sağa dönünce otopark var. Aracınızı oraya bırakıp yürüyerek Beypazarı’nı dolaşabilirsiniz. Bu arada her yerde havuç suyu satanlar var. havuç buranın simgesi olmuş adeta.
Müze kartının geçerli olduğu hiçbir yer yok. Hepsi şahıslara ait olduğu için ücretli. Ama müzelerde sergilenen birçok şeyi yöre halkı bağışlamış. Halkın, sahip çıkması, kalkındırmak için çabalaması takdire şayan.
Kahvaltımızı burada yapmaya karar vermiştik. Merkezde bulunan, otantik dokusuyla hemen bizi içeri çeken bir konakta karar kıldık. Aslında gayet sıradan bir kahvaltıydı. Ama yöresel olarak ‘’yarımca’’ adında bir gözlemeleri varmış. Hemeeen ekstra olarak onu da denedik. Kıyma, yeşil soğan ve yumurta üçlüsünden bir iç malzeme var. Mercekle ararsanız bulabilirsiniz. Belki! Bol malzemeli değildi. Üzgünüm!
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen gezimize başladık.
HAMAM MÜZESİ
Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü hamam müzesi 2012 yılına kadar hala aktif bir şekilde kullanılıyormuş. Ama bölge etrafına yapılan kaplıcalardan sonra müzeye dönüştürülme kararı alınmış. Güzel de olmuş.
Hamam kültürümüz yok olmak üzereyken, müze olarak sergilenmesi ve yeniden tanıtılması hayli hoş bir fikir. İçerde keseler, peştamallar ve havlular satılmaktadır. Dilerseniz kendinize ya da sevdiklerinize bunlardan alabiliyorsunuz.
YAŞAYAN MÜZE
Sizi önce yere çizilmiş seksek çizgileri karşılıyor. Kapıdan girince avluda tahta oyuncaklar sergileniyor. Merdivenlerden yukarı çıkınca ilk önce tahta oyuncaklarının yapıldığı ve satışı olan küçük bir dükkan görüyorsunuz.
Dükkandan çıkıp birkaç basamak merdiven daha çıkınca burada kaybolmaya yüz tutmuş eski adetleri görüyorsunuz. Eski bir konak olan bu müzeye giriş yaptığınızda, orada daha önce kimlerin yaşadığıyla ilgili size bilgi veriliyor.
Kumaş baskısı hakkında bilgi verilen bir bölüm var. Eskiden yazmalara, örtülere tahtadan olan desenler üzerinde şekil verilirmiş.
Yan odada ebru sanatı var. Dilerseniz burada ebru yapabiliyorsunuz.
Karşı odada kurşun dökülüyor. Kurşun dökme adetinin nereden çıktığı ve etkileri hakkında bilgiler kısaca veriliyor. Hadi inşallah diyerek bizde kurşunumuzu döktürdük bu arada.
Üst katta eskiden davetlerin verildi, yemeklerin yenildiği, eğlencelerin ve sohbetlerin düzenlendiği çatı katı var. orada yine yöresel hediyelikler ve kumaş dokuma tezgahı var.
BEYPAZARI BELEDİYESİ TARİH VE KÜLTÜR MÜZESİ
Bahçeye girdiğinizde Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait kalıntıları görebiliyorsunuz. Birde sarman kedi. Konağı gezerken sürekli yanımızdaydı, Bize rehberlik etti.
Tarihi konaktan içeri girdiğinizde ise sol tarafınızda milyonlarca yıl önce varolmuş deniz kabukları, istridyeler ve taşlaşmış ağaçların sergilendiği bir cam fanus görüyorsunuz.
Sağ tarafta semer gibi eski köy kültürünü yansıtan objeler var.
Birkaç basamak çıkınca bir portre fotoğrafı dikkati çekiyor. Portre, Mehmet Nurettin Karagöz’e ait. Çünkü şuan da müze olarak kullanılan konağı, Ankara İl Özel İdaresine bağışlamış.
1850 yılı yapımı, 3 katlı, giriş bölümü taş duvar ve üst katları kerpiç olan bu konakta, eski düğün adetleri maketleştirilmiş. Fonda düğünlerde söylenen türküler çalıyor. Ayrıca koridorlarda eski paraları, eski diplomaları, Osmanlıca ders kitaplarını, tedavülden kalkmış paraları ve daha birçok şeyi görebilirsiniz.
Bu arada müze, bölge halkının kendi eşyalarını bağışlamasıyla oluşturulmuş.
BEYPAZARI’NDAN NELER ALINIR NELER YENİR?
Meşhur Beypazarı kurusu, seksen katlı baklava, yaprak sarması, güveç, kavurma, tarhana çorbası, cimcik erişte, cezerye, dut pestili.
Ayrıca tezgahlarda birçok şey satılıyor. Tarhana, erişte, kekik, zerdeçal, acı biber, kış çayı, ıhlamur,hindiba, üzerlik otu gibi birçok malzeme bulabilirsiniz.
Buraya sizin saymanız için seksen katlı baklavayı koyuyorum. Haydiiii! Gözlere kuvvet!