Erzurum' da Gezilecek Yerler I Keşfedilmeyi Bekleyen Doğal Hazineler
Erzurum, Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olmasının yanı sıra coğrafi konumu ve doğal koşullarıyla da önemli bir şehirdir. Tarih boyunca pek çok medeniyetin ve devletin hüküm sürdüğü bu topraklar, zengin bir tarihi mirasa sahiptir.
Arkeolojik buluntular, Erzurum'un tarihinin Yontma Taş Çağı'na kadar uzandığını göstermektedir. İlk Tunç Çağı'nda ise bölge, geniş bir coğrafyaya yayılan Karaz Kültürü'nün merkezi olarak öne çıkmıştır.
Tarih boyunca Hititler, Hurriler, Hayaşalar, Urartular, Asurlar, Kimmerler, İskitler, Medler ve Persler gibi pek çok uygarlık bölgeyi etkilemiştir. MÖ 4. yüzyılda Makedonya Kralı İskender'in hüküm sürdüğü bölge, daha sonra Selökidler ve Roma İmparatorluğu arasındaki savaşların yaşandığı bir konuma gelmiştir.
Roma İmparatorluğu'nun bölünmesiyle Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine giren Erzurum, Sasanilerle Bizanslılar arasında çekişmelere sahne olmuştur. Aynı dönemde Karadeniz'in kuzeyinde kurulan Hun Devleti, bölgede akınlara başlamış ve Erzurum havalisini ele geçirmiştir.
Roma İmparatoru II. Theodosius'un doğudaki generali Anatolius, Hunlardan geri alınan bölgeye stratejik bir kale inşa ederek şehrin adını "Theodosiopolis" olarak değiştirmiştir. Bu olay, günümüzde hala varlığını sürdüren Erzurum şehrinin temellerinin atıldığı an olarak tarihe geçmiştir.
Erzurum, 7. yüzyılda nüfusu 200 bine yükselen büyük bir şehir konumundaydı. H.Z. Ömer zamanında İslam ordusu komutanı İyas oğlu Ganem'in komutasında Müslümanlar tarafından ele geçirilmiş, ancak tam anlamıyla yerleşime açılmamıştır.
Türk hakimiyeti, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklu Sultanı Alparslan'ın ordusunun Erzurum'u fethetmesiyle yeniden başlamıştır. Daha sonra bölge, Moğol İlhanlıları, Eretna Türk beyliği, Karakoyunlular ve Akkoyunlular gibi Türk devletlerinin egemenliğine girmiştir.
Yavuz Sultan Selim'in 1514 Çaldıran Meydan Muharebesi'nde Safevileri mağlup etmesiyle Erzurum kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmış ve Türk yurdu olarak varlığını sürdürmüştür.
Erzurum, I. Dünya Savaşı'nda işgal edilen Anadolu'nun kurtuluşu için büyük öneme sahip olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde 23 Temmuz 1919'da düzenlenen Erzurum Kongresi, milli mücadelenin temellerinin atıldığı önemli bir adım olmuştur. Bu kongre, milli birlik ve bağımsızlık hareketinin odak noktalarından biri olmuştur.
Bugün, Erzurum Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Tarih ve kültürün buluştuğu bu şehir, geçmişten gelen mirasıyla Türk milletinin gurur kaynaklarından biri olmaya devam etmektedir.
Erzurum’da Gezilecek Yerler
Doğal Güzellikler
1- Narman Peri Bacaları
Narman Peri Bacaları, Kırmızı Periler Diyarı olarak da adlandırılan bir doğal güzelliktir ve Türkiye'nin Erzurum iline bağlı Narman İlçesi'nde yer almaktadır. Bu bölge, kırmızı renkteki peri bacaları ve dar vadileriyle dikkat çeker.
Peri bacalarının oluşum süreci, rüzgâr ve yağmurun kumlu toprağı aşındırması sonucunda gerçekleşmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde sadece bu bölgede görülen bu jeolojik oluşumlar, doğal bir güzellik ve eşsiz manzara sunmaktadır. Ayrıca, bu vadi Amerika'da bulunan Colorado Kanyonu'na benzerliğiyle de öne çıkmaktadır.
Narman İlçesi, Erzurum'un kuzeydoğusunda yer alır ve Oltu, Şenkaya, Sarıkamış, Horasan, Pasinler ve Tortum ilçeleriyle çevrelenir. Peri bacaları, yaz aylarında düzenlenen çeşitli şenliklerle koruma altına alınarak ülke turizmine kazandırılmaya çalışılmaktadır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin her geçen dönemde artması, bu eşsiz doğal güzellikleri ziyaret etme isteğini artırmaktadır.
Kapadokya'daki peri bacalarıyla Narman'daki peri bacaları, oluşumları bakımından birbirinden farklıdır. Kapadokya'daki peri bacaları, volkanik aktiviteler sonucu oluşmuşken, Narman'daki peri bacaları 2,5-3 milyon yıl önce akarsuların taşıdığı malzemelerin zamanla aşınması sonucu meydana gelmiştir.
Kırmızı rengi ise tortullardaki kırmızı renkteki demir oksitlenmesinden kaynaklanır. Bu etkileyici doğal oluşum, ülkenin farklı yerlerini ziyaret eden turistler için önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir.
2- Narman Beş Göller
Narman Beş Göller, Erzurum'a 121 kilometre uzaklıkta ve Narman İlçesi'ne 25 kilometre mesafede bulunmaktadır. Bu doğal güzellikler, değişik büyüklüklerde beş gölden oluşur ve bölge, bakir ve keşfedilmemiş bir alan olarak öne çıkar.
Narman Beş Göller, eşsiz doğal güzellikleriyle çevrili ve huzurlu bir ortama sahiptir. Otlutepe Mahallesi (köyü) Yaylası'na 2 kilometre mesafede yer alan bu göller, kamp yapmak ve trekking yapmak için oldukça uygun bir seçenektir.
Beş gölün çevresinde yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarmak ve kamp kurarak huzur dolu bir deneyim yaşamak mümkündür. Göllerin çevresindeki doğal güzellikler, doğa tutkunları için ideal bir ortam sunmaktadır.
Narman Beş Göller, özellikle yaz aylarında ziyaretçilere açıktır ve bu dönemde gölleri ziyaret etmek için en uygun zamandır. Sıcak hava koşullarının hüküm sürdüğü yaz aylarında, doğal güzelliklerin keyfini çıkarmak için harika bir seçenek sunmaktadır.
Bu bölge, keşfedilmeyi bekleyen doğa harikası bir alandır ve doğa severler için unutulmaz anlar yaşatacak bir destinasyondur. Narman Beş Göller, doğanın büyüleyici ve sakin atmosferiyle ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.
3- Tortum Gölü
Tortum Gölü, Erzurum'un Tortum İlçesi'nin 35 kilometre kuzeyinde, Erzurum-Artvin yolu üzerinde bulunmaktadır. Göl, yaklaşık 18. yüzyılda Kemerli Dağ'dan inen bir heyelan kütlesinin Tortum Çayı'nın önünü kapaması sonucu oluşmuştur. Dar ve dik bir vadide 8 kilometre boyunca uzanan göl, Tortum Çayı üzerinde yer almaktadır ve bu oluşum şekli nedeniyle göl çanağı ve doğal bir baraj oluşturmuştur. Gölün fazla suları, doğal seti aşarak Tev Vadisi'ne döküldüğü yerde ünlü Tortum Şelalesi'ni oluşturur.
Tortum Gölü'nün güney ucunda, küçük bir kuş cenneti bulunur. Yırtıcı kuşların uğrak yeri olan bu bölgede, Türkiye'nin dört akbaba türünü gözlemlemek mümkündür. Ayrıca, gölde kafes balıkçılığı yapılmakta ve alabalık ile aynalı sazan üretimi yapılmaktadır.
Göl, dört tarafı yüksek tepelerle çevrili ve dar bir vadi içerisindedir. Göl çevresinde mesire alanları bulunmaktadır. Balıklı Köyü yakınında ve göle uzanan Bozburun Yarımadası, turistlerin ilgisini çeken önemli noktalardandır.
Gölün karşı kıyısında elma ve kayısı bahçeleri bulunurken, doğu kıyıları peri bacalarıyla süslüdür. Batı yamaçları ise oldukça dik ve kayalık bir yapıya sahiptir. Gölde iki ada bulunur, bunlar Ayvalı ve Küçük adalarıdır. Gölün sakin atmosferi, sandalla gezinti yapmak isteyenler için de keyifli bir aktivite sunar.
Tortum Gölü, doğal güzellikleri ve çevresindeki eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatır. Doğa ve kuş gözlemcileri için büyüleyici bir bölge olan Tortum Gölü, Erzurum'un önemli doğal zenginliklerinden biridir.
4- İspir Yedigöller
İspir Yedigöller, Türkiye'nin bakir ve keşfedilmemiş coğrafyalarından biri olarak Ovit Dağı'nın güney yamaçlarında yer alır ve muhakkak keşfedilmesi gereken bir bölgedir. Bu bölgede, dağların yüksekliği zaman zaman 4 bin metreyi aşarken, küçük ve büyük tepeler arasında turkuaz renkli volkanik göller bulunmaktadır. Yedigöller'in doğal güzellikleri ve gölleri ziyaretçileri büyülemektedir.
Yedigöller, 11 farklı boyutta volkanik gölden oluşmaktadır ve bu göller, çevresindeki doğal zenginliklerle birleşerek göz alıcı bir manzara sunar. Bu bölge, otomobille ulaşılamayan bir alandır ancak uygun bir arazi aracıyla stabilize yollardan göllere ulaşmak mümkündür. Dağcıların gözde mekanı olan Yedigöller, doğa tutkunları ve doğal güzellikleri görmek isteyenler için ideal bir destinasyondur.
Yedigöller'e gelmek için en uygun zaman, haziran ayının on beşinden sonrası ve ağustos ayının sonlarıdır. Bu dönemde hava koşulları daha elverişli ve göllerin çevresindeki doğal güzellikler daha canlı ve görkemli olmaktadır. Yedigöller, sakin ve huzur dolu atmosferiyle ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunar ve doğa ile iç içe keyifli anlar yaşamak isteyenler için harika bir seçenektir.
5- Tortum Şelalesi
Erzurum, her mevsimde farklı heyecanlar ve güzellikler sunan bir şehirdir. Bu doğal güzelliklerden biri de dünyanın en büyük şelalelerinden biri olan Tortum Şelalesi'dir. Tortum Şelalesi, Tortum Gölü'nün Tev Vadisi'ndeki bir heyelan kütlesini aşarak oluşmuştur ve 21 metre genişliğe ve 48 metre yüksekliğe sahiptir. Şelalenin önündeki izleme balkonu, ziyaretçilerin ilgisini çekerken, merdivenlerin nefes darlığı ve kalp rahatsızlıklarını önlediğine inanılmaktadır.
Tortum Şelalesi ve çevresi deniz seviyesinden yaklaşık 1000 metre yüksekliktedir ve 1700'lerde Kemerlidağ'dan ayrılan büyük heyelan kütlesinin Tortum Çay'ının aktığı Tev Vadisi'ni kapatması sonucu oluşmuştur. Şelalenin sularının düştüğü yerde dev bir kazan oluşmuş ve su sporları için doğal bir ortam yaratmıştır. Her mevsimde farklı bir güzelliğe bürünen Tortum Şelalesi, özellikle mayıs ve haziran aylarında en görkemli haliyle kendini gösterirken, hazirandan sonra su miktarında azalma olmaktadır. Düşen su seviyesi, şelaleye farklı bir estetik katmaktadır.
Tortum Şelalesi ve çevresi, Erzurum'un önemli mesire alanlarından biridir. 1952-1960 yılları arasında hidroelektrik santrali yapılarak Türkiye'nin elektrik arzına katkıda bulunmaya başlamıştır. Uzundere ilçesine 16 km mesafede ve Tortum Gölü'nün kuzey kenarında bulunan bu doğa harikası, Erzurum ilinin 100 km kuzeyinde yer alır.
Tortum Şelalesi, doğa severler ve ziyaretçiler için büyüleyici bir yerdir. Her mevsimde farklı güzellikler sunan bu doğal güzelliğe hayranlıkla bakabilir ve eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
6- Palandöken Kayak Merkezi
Erzurum'un Palandöken Kayak Merkezi, Türkiye'nin en önemli ve popüler kış turizmi merkezlerinden biridir. Palandöken Dağı'nın eteklerinde bulunan bu kayak merkezi, 3125 metre yükseklikte yer alır ve 6 aydan daha uzun bir süre boyunca kayak yapmaya elverişli bir iklim sunar.
1993 yılında açılan Palandöken Kayak Merkezi, dünya standartlarında tasarlanmış kayak pistleri ile binlerce yerli ve yabancı turisti her yıl ağırlar. Teknik altyapı açısından da zengin olan merkezde 10 telesiyej, 2 baby lift, 1 teleski ve 1 gondol lift gibi ulaşım imkanları bulunur. Bu sayede günde 12.000 kişi aynı anda kayak yapabilir.
Ejder Tepesi olarak bilinen 1000 metre yükseklikteki bölgeden telesiyejlerle ulaşabileceğiniz Palandöken Kayak Merkezi, kolay, orta ve zorluk derecesine sahip pistleri ile her yaş grubuna hitap eder. Kayak ve snowboard eğitimleri almak da mümkündür.
Palandöken Kayak Merkezi, sadece kış sporları ile değil, yıl boyunca dağcılık, yamaç paraşütü, paintball gibi etkinlikler için de tercih edilen bir destinasyondur. Ayrıca, kış aylarında rehberli kar yürüyüşleriyle dağın zirvelerini keşfetme fırsatı sunar.
Turizm olanakları bakımından gelişmiş olan Palandöken Kayak Merkezi'nde konaklamak için kaliteli kayak otelleri mevcuttur. Ayrıca, ekipman kiralama, restoranlar, kafeler gibi pek çok hizmet sunan tesisler de bulunur. Şehir merkezine yakın konumu, ulaşım açısından da avantajlıdır ve toplu taşıma araçları, taksiler veya otel servisleriyle kolayca ulaşılabilir.
7- Erzurum Gökkuşağı Tepeleri
Gökkuşağı Tepeleri, Erzurum'un Oltu ilçesi sınırlarında yer alan eşsiz ve benzersiz bir doğal güzelliktir. Şehir merkezine yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta bulunan bu tepeler, dünyanın pek az yerinde görebileceğiniz özel jeolojik oluşumlardan biridir. Gökkuşağı Tepeleri, içinde bulunan demir ve diğer mineraller nedeniyle kırmızı, kahverengi, sarı ve yeşil gibi farklı renk tonlarının bir arada bulunduğu çarpıcı bir manzara sunar.
Yüzlerce yıl süren erozyon süreci sonucu şekillenen Gökkuşağı Tepeleri, özellikle gün doğumu ve gün batımlarında muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz bir atmosfere sahiptir. Bu doğal güzellik, doğa ve fotoğrafçılık gezileri için ideal bir destinasyondur. Minibüslerle kolayca ulaşabileceğiniz Gökkuşağı Tepeleri, doğa severler ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunar.
Gökkuşağı Tepeleri'nde renkli ve çarpıcı manzaraların keyfini çıkarabilir, eşsiz doğal güzellikleri fotoğraflayabilir ve doğanın büyüleyici atmosferine tanıklık edebilirsiniz. Erzurum gezinizde Gökkuşağı Tepeleri'ni ziyaret etmek, doğanın muhteşem yaratıcılığını keşfetmek için harika bir fırsattır.
8- Tortum Guvans Gölü (Kalpli Göl)
Tortum Guvans Gölü, Erzurum'un doğal güzelliklerinin en özel ve büyüleyici olanlarından biridir. Şehir merkezine uzak olmasına rağmen, güzellikleriyle bölgede keşfedilmeyi bekleyen bu göl, doğa ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunar. Erzurum gezinizde Tortum Guvans Gölü'nü ziyaret ederek doğanın büyüsüne tanıklık edebilir ve unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
9- Teke Deresi Göleti
Teke Deresi Göleti, Erzurum'un sonbahar ve kış döneminde düzenlenen doğa yürüyüşlerinin popüler adreslerinden biridir ve özellikle Teke Deresi Vadisi'nde yer almaktadır. Palandöken Dağı'nın eteklerinde, Konaklı Kayak Merkezi'ne kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alan bu benzersiz doğa güzellikleri ile çevrili gölet, ziyaretçilere muhteşem bir doğa deneyimi sunar.
Kavak, çam ve huş ağaçlarıyla çevrelenen küçük gölet, sonbaharın sarıdan kızıla doğanın farklı renklerine büründüğü bir manzaraya sahiptir. Her mevsimde göletin etrafında dolaşarak doğanın güzelliklerini keşfedebilir ve fotoğrafçılar için deharika kareler yakalayabilirsiniz. Yaz aylarında ise göletin çevresindeki mesire alanlarında piknik yapabilir veya kamp alanlarında çadırınızı kurarak doğanın huzur veren atmosferinde yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
Teke Deresi Göleti, aynı zamanda zengin balık çeşitliliği ile ünlüdür. Gölette sandallarla balık avlama turlarına katılabilir veya sessiz ve huzurlu ortamda olta balıkçılığı yaparak keyifli zaman geçirebilirsiniz. Teke Deresi Göleti, doğa severler, fotoğraf tutkunları ve doğa sporlarıyla ilgilenenler için unutulmaz bir doğa deneyimi sunan özel bir destinasyondur. Erzurum gezinizde Teke Deresi Göleti'ni ziyaret ederek doğanın eşsiz güzellikleri ile bütünleşebilir ve unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
10- Karasu Nehri
Karasu Nehri, Dumlu Dağı'nın eteklerinden doğarak Murat Nehri ile birleşerek Fırat Nehri'ne katılan Türkiye'nin en büyük nehirlerinden biridir. Bu nehir, çevresini saran el değmemiş doğal güzelliklerle çevrili olması nedeniyle doğaseverlerin ve macera arayanların gözde kaçış noktalarından biridir. Hızlı akışı nedeniyle dünyanın en hızlı akan nehirleri arasında yer alır ve yaz aylarında rafting ve kano gibi su sporları için de popüler bir destinasyondur.
Karasu Nehri, çevresinde zorluk derecesine göre düzenlenmiş trekking parkurları ve kamp alanları ile sarılmıştır. Bu doğal güzelliklerle çevrili alanlarda doğa yürüyüşleri yapabilir ve doğanın benzersiz manzaralarını keşfedebilirsiniz. Ayrıca, sıcak yaz aylarında uzman rehberler eşliğinde rafting yaparak heyecan dolu anlar yaşayabilirsiniz. Nehirde rafting ve kano yapmak, eşsiz doğal ortamın tadını çıkarırken adrenalin dolu bir deneyim sunar.
Karasu Nehri'nin etrafındaki doğal güzellikler, temiz havada yürüyüşler ve su sporları için ideal bir mekan sunar. Bu bakir doğa kaçış noktasında doğal güzelliklerle dolu unutulmaz anılar biriktirebilir ve nefes kesen nehir manzaralarının keyfini çıkarabilirsiniz. Erzurum gezinizde Karasu Nehri'ne uğrayarak doğanın eşsiz güzellikleriyle bütünleşebilir ve doğa ile baş başa keyifli anlar yaşayabilirsiniz.
11- Ovit Dağı ve Ovit Yaylası
Ovit Dağı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan ve son yıllarda kış turizmi ve kış sporları merkezi olarak oldukça popüler hale gelen etkileyici bir dağdır. Özellikle dünyanın en kaliteli karının yağdığı söylenen bu dağ, doğa ve spor severler için harika bir destinasyon sunar.
Ovit Dağı Kış Turizm Merkezi, telesiyejler ve diğer ulaşım imkanlarıyla zirvelere ulaşarak muhteşem kar manzaraları eşliğinde unutulmaz fotoğraflar çekebileceğiniz bir bölgedir. Dağ eteklerinde ise kış aylarında kayak, snowboard, kar kızağı ve kar motoru gibi birçok spor ve etkinlikle eğlenceli zamanlar geçirebilirsiniz. Ovit Dağı'nın zengin kar kalitesi ve sunduğu çeşitli spor olanakları, yerli ve yabancı turistleri çekmektedir.
Ancak Ovit Dağı sadece kış aylarında değil, bahar ve yaz aylarında da doğal güzellikleri ve tertemiz dağ havasıyla ziyaretçilerini büyülemeye devam eder. Özellikle Ovit Yaylası, sıcak yaz günlerinde doğayla iç içe olmak ve yılın yorgunluğunu atmak isteyen ziyaretçiler tarafından tercih edilen bir mekan olarak öne çıkar. Yayla, doğa yürüyüşleri ve fotoğraf safarileri gibi etkinlikler için ideal bir ortam sunar.
Ovit Dağı'nın çevresindeki doğal güzellikler, kar ve spor olanakları, bahar ve yaz aylarında doğa yürüyüşleriyle keşfedilecek güzellikler sunması, bölgenin popülaritesini artırmaktadır. Erzurum gezinizde Ovit Dağı ve çevresini ziyaret ederek doğal güzelliklerle dolu keyifli anılar biriktirebilir, spor ve doğa aktiviteleriyle unutulmaz bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz.
12- Hınıs Kanyonu
Hınıs Kanyonu, sıcak yaz günlerinde doğaseverlerin tertemiz ve serin havada yürüyüşlere çıkmak için tercih ettiği nadir güzelliklerden biridir. Yaklaşık 7 kilometrelik uzunluğu boyunca binlerce yılda şekillenmiş büyüleyici kaya oluşumları ve el değmemiş doğal güzelliklerle çevrili olan bu kanyon, ülkemizde ender görülen tekne tipi kanyonlardan birine sahiptir.
Hınıs Kanyonu, ortasından akan temiz sularıyla meşhur Hınıs Çayı'nda yapılacak rafting ve kano gezileri ile doğanın el değmemiş güzelliklerini keşfetmek isteyenler için ideal bir seçenektir. Bu etkileyici kanyon, yüzlerce metrelik kaya teraslardan en güzel panoramik fotoğrafları çekmek ve çam ormanları arasında huzurlu bir kamp deneyimi yaşamak için mükemmel bir ortam sunar.
Ayrıca Hınıs Kanyonu, dağcılık, kaya tırmanma, trekking ve kampçılık gibi doğa sporları yapmak isteyenler için de bölgedeki en ideal noktalardan biridir. Doğanın kucağında bu etkileyici kanyonda, spor yapmak ve doğanın güzelliklerine şahitlik etmek unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Hınıs Kanyonu'nun benzersiz doğal güzellikleri, su sporları olanakları ve doğa sporları için uygun alanları ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Erzurum gezinizde Hınıs Kanyonu'nu ziyaret ederek doğanın büyüsüne tanıklık edebilir, aktif bir şekilde spor yaparak unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
13- Zökün Gölü Yüzen Adalar
Zökün Gölü, Erzurum'un doğa severler için adeta bir cennet olan bölgesinde keşfedilecek bir başka tabiat harikasıdır. Göl, Tortum ilçesi sınırlarında yer almaktadır ve Tortum Gölü'nün bir parçası olarak dikkat çekmektedir. Zökün Gölü, benzersiz bir manzaraya sahip oluşuyla göz kamaştıran ve dünyanın pek az yerinde görebileceğiniz jeolojik oluşumlardan birine sahiptir.
Gölün üzerinde yüzen 6 adası, bölgenin büyüleyici bir manzarası sunmaktadır. Yemyeşil doğal güzellikler ve endemik bitki türleriyle çevrili olan Zökün Gölü, aynı zamanda zengin bir balık çeşitliliğine ev sahipliği yaparak balık avlama turlarına olanak sağlamaktadır. Gölden her mevsimde farklı bir çarpıcı manzara izlemek mümkündür ve bu huzurlu ve sakin atmosferiyle Erzurum'un en sevilen doğa kaçış noktalarından biri haline gelmiştir.
Zökün Gölü'nün çevresinde piknik yapabileceğiniz mesire alanları, doğa yürüyüşleri için düzenlenmiş parkurlar ve göldeki yüzen adaların harika fotoğraflarını çekebileceğiniz seyir terasları gibi pek çok olanak bulunmaktadır. Bu doğal güzellikler içinde vakit geçirmek, ziyaretçilere huzurlu ve unutulmaz anlar yaşatır.
Erzurum gezinizde Zökün Gölü'nü ziyaret ederek doğanın büyüsüne tanıklık edebilir, gölün doğal güzellikleri arasında huzurlu bir zaman geçirebilir ve fotoğraf makinanızla gölün büyüleyici manzarasını ölümsüzleştirebilirsiniz.
14- Gökdere Şelalesi
Gökdere Şelalesi, Erzurum'un gizli cennetlerinden biri olarak tanımlanan ve Tortum ilçesi sınırlarında bulunan etkileyici bir doğa harikasıdır. Şehre yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta yer alan şelale, bembeyaz sularıyla sarp kayaların arasından dökülerek muhteşem bir manzara oluşturur.
Gökdere Şelalesi'nin çevresini saran sarp kaya duvarları, doğa severler için kaya tırmanma ve dağcılık gibi etkinliklerin de düzenlendiği bir alan olarak öne çıkar. Aynı zamanda, şelalenin sakin ve huzurlu atmosferini yıl boyunca koruduğu için ziyaretçiler için keyifli bir kaçış noktasıdır.
Doğa kaya teraslarından Gökdere Şelalesi'nin harika fotoğraflarını çekebilir, bu doğal güzellikler arasında sıcak yaz günlerinde tertemiz dağ havasında keyifli bir gezi yapabilirsiniz. Gökdere Şelalesi'nin beyaz sularının dökülüşü ve çevresini saran doğal güzellikler, ziyaretçilere büyülü bir deneyim sunar.
Erzurum gezinizde Gökdere Şelalesi'ni keşfederek doğanın bu etkileyici manzarasının tadını çıkarabilir, şelaledeki huzurlu atmosferi hissedebilir ve doğal güzellikler arasında unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
15- Elmalı Mağarası
İspir ilçesi sınırlarında yer alan Elmalı Mağarası, Erzurum'un etkileyici doğal güzelliklerinden biri olarak öne çıkar. Mağaracılık ve doğa gezileri için popüler bir adres olan bu mağara, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.
Elmalı Mağarası oldukça büyük bir genişliğe sahip olup, 5000 kişinin aynı anda gezebileceği kadar geniş bir alana sahiptir. 400 metrelik bölümü özel olarak aydınlatılan mağaranın iç bölümleri, görsel şölen sunan kireçtaşı oluşumları, devasa sarkıtlar, dikitler ve damlataş havuzları ile bezenmiştir.
Mağaranın 8 tane salonu bulunmaktadır ve binlerce yıl süren doğal oluşumların izlerini yakından görmek mümkündür. Mağara, 17 metre derinliğe kadar ilerlemektedir ve ziyaretçilere muhteşem bir keşif fırsatı sunar. Mağaranın içinde dolaşırken doğanın zaman içinde yarattığı bu büyülü oluşumları gözlemlemek, ziyaretçilere büyülü bir deneyim yaşatır.
Elmalı Mağarası'nın etrafında bulunan konumdan ise panoramik doğa manzaralarını izleyebilirsiniz. Mağaranın çevresi de doğa severler için keşfedilmeye değer güzelliklere sahip bir alan olarak öne çıkar.
Erzurum gezinizde Elmalı Mağarası'nı ziyaret ederek doğanın bu büyülü atmosferini keşfedebilir, mağaranın içindeki eşsiz oluşumları görerek unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
Tarihi Yapılar
1-
Çifte Minareli Medrese, Erzurum'un en önemli Selçuklu eserlerinden biri olarak dikkat çeker ve şehrin sembolü haline gelmiştir. Genelde 13. yüzyılın sonlarında yapıldığı düşünülen bu medresenin yapımını Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları'ndan Padişah Hatun'un yaptırmış olabileceği düşüncesiyle "Hatuniye Medresesi" olarak da adlandırılmıştır.
Çifte Minareli Medrese, 35x46 metre boyutlarında olup iki katlı ve dört eyvanlı bir medrese grubunun en önemli örneklerinden biridir. Avlusunun ölçüleri 26x10 metredir ve dört yönden revaklarla çevrelenmiştir. Avlunun her iki tarafında öğrenci ve öğretmen odaları yer almaktadır. Zemin katında on dokuz, birinci katında on sekiz oda bulunmaktadır. Medresenin batı tarafında yer alan kare mekân mescid olarak kullanılmıştır. Ayrıca güneyde ana eyvanla birleşen ve içerisinde mumyalığı bulunan büyük bir kümbet bulunur. Bu kümbet, çağdaşları arasında Anadolu'da en büyük türbe olarak bilinir.
Çifte Minareli Medrese'nin taç kapısı, muhteşem Selçuklu taş süslemelerinin en güzel örneklerinden biridir. Bezemelerde bitkisel motifler ağırlıklı olarak kullanılmış olup, palmet ve rumi motifleri öne çıkar. Taç kapının batı tarafında Orta Asya Türkleri'nin simgesi olan çift başlı kartal, ağzı açık iki yılan ve dilimli yapraktan oluşan hayat ağacı işlenmiştir. Doğu tarafında ise bu simetriği görmek mümkün değildir. Taç kapının iki yanında yükselen sırlı tuğla ve motiflerle süslenmiş minareler, medresenin görkemli bir özelliğini oluşturur.
Tarih boyunca harap olmuş ve farklı dönemlerde onarılmış olan Çifte Minareli Medrese, Osmanlı padişahlarından 4. Murad tarafından tamir edilmiştir. Bir süre "tophane" olarak kullanıldıktan sonra 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak hizmet vermiş ve günümüzde müze ve resim sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Bu tarihi ve estetik değeri yüksek yapı, hem yerel halkın hem de turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.
2- Üç Kümbetler
Üç Kümbetler, Anadolu'da bulunan anıt mezarların nadide örneklerindendir ve özellikle Erzurum'un tarihi ve kültürel mirasına büyük bir katkı sağlamaktadır. Bu üç kümbetten en büyüğü Emir Saltuk'a ait olup, 12. yüzyılın sonlarında yapıldığı düşünülmektedir. Diğer iki kümbetin kime ait olduğu kesin olarak bilinmese de 14. yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilmektedir. Üç kümbetlerin yanında yer alan kare yapı hakkında ise kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bir kümbet veya mescit olduğu düşünülmektedir.
Emir Saltuk Kümbeti, kesme taştan yapılmış olup sekizgen gövdeli, yüksek kasnaklı ve üzeri kubbe ile konik karışımı basık bir külahla örtülüdür. İki renkli kesme taştan yapılan bu kümbetin üçgen alınlıklarında, yuvarlak kemerli, kasnak nişlerinde boğa, yılan, yarasa, kartal gibi hayvan kabartmaları bulunmaktadır. Bu kabartmalar, Orta Asya Türk takvimlerinde yer alan burç figürlerini andırmaktadır. Özellikle nişlerin içerisindeki boğa boynuzları arasında insan başı işlemesi dikkat çekmektedir. Emir Saltuk Kümbeti'nin dört yüzünde birer çift pencere bulunmaktadır. Giriş kapısının saçakları üzerinde geometrik bezemeler ve çiçek, hayvan figürleri yer almaktadır.
Emir Saltuk Kümbeti'nin güneydoğusunda bulunan ikinci kümbet, gri renkteki bir taştan yapılmış olup alt kısmı kare planlı ve on iki cephelidir. Bu kümbetin üstte bir küçük ve altta bezemeli üç büyük penceresi bulunmaktadır. Güney cephesindeki pencere aynı zamanda mihrap görünümündedir.
Üçüncü kümbet ise yöresel keyek taşından yapılmış olup on iki cepheli ve dört pencerelidir. İç kısmında güzelce bezenmiş mihrabı yer alır. Bu kümbetin üzerini örten konik külahın kasnağında Emir Saltuk Kümbeti'nde olduğu gibi süslemelere yer verilmiştir.
Üç Kümbetler, taşıdığı mimari ve süslemelerle Erzurum'un tarihini ve sanatını yansıtan önemli bir yapıdır. Kümbetlerin özgün tasarımı ve bezemeleri, Türk sanatının eşsiz örneklerindendir ve ziyaretçilerin ilgisini çeken tarihi ve estetik güzellikler sunar.
3- Yakutiye Medresesi Türk İslam Eserleri ve Etnoğrafya Müzesi
Yakutiye Medresesi, Erzurum'un önemli tarihi ve kültürel yapılarından biridir ve 1310 yılında Hoca Yakut Gazani tarafından Sultan Olcayto'nun oğlu Gazan Han ve eşi Bolugan Hatun adına inşa edilmiştir. Anadolu'daki kapalı avlulu medreseler arasında en büyüklerinden biri olan bu medrese, mimari planı, dengeli tasarımı ve büyük motifli süslemeleriyle dikkat çekmektedir.
Yapının taç kapısı, cepheden dışa taşmaktadır ve oldukça zengin süslemelere sahiptir. Taç kapının yan yüzlerinde silme kemerle çevrili nişler içinde pars ve kartal motifleri yer almaktadır. Özellikle avlunun ortasındaki mukarnaslı kubbe ve diğer kısımların sivri kemerli beşik tonozlarla örtülmesi medresenin mimari açıdan önemli özelliklerindendir.
Medresenin avlusunda yer alan kümbet, tuğladan yapılmış olup üç penceresi ve kabartma kordonlarıyla dikkat çekicidir. Avlunun çevresinde ise sağ ve sol tarafta altışar odalı beşik tonozlu odalar yer almaktadır. Minarenin de bu bölümde olduğu belirtilmektedir ve bir odadan minareye çıkılmaktadır. Minare, geometrik motifler ve çinilerle bezeli olup kabartma kordonlarla hareketli bir görünüm kazandırılmıştır. Ancak köşelerdeki minarelerden birinin yıkılmış veya hiç yapılmamış olduğu bilinmektedir.
Yakutiye Medresesi'nin içerisindeki odalar öğrenci ve hocaların sınıf ve derecelerine göre düzenlenmiştir ve her odanın girişinde farklı işlemeler yer almaktadır. 1995 yılında restore edilen medrese, günümüzde Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Bu muhteşem yapı, Erzurum'un tarihini ve sanatını yansıtan önemli bir kültürel miras olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir.
4- Erzurum Kalesi
Erzurum Kalesi, tarihi ve mimari açıdan önemli bir yapıdır ve geçmişi yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Urartular dönemine kadar uzanan bir geçmişi vardır. Günümüzde varlığını koruyan iç kale, 415 yılında Bizans İmparatoru Theodosius tarafından inşa ettirilmiştir. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
İç kale, şehrin güvenliğini sağlayan muhafız askerlerin bulunduğu ve avlusunda tuğladan yapılmış bir hamam ve oda halinde mekanlar barındıran bölümdür. Osmanlı İmparatorluğu döneminde iç kalenin kuzey duvarı bitişiğinde İç Kale Mescidi, Kırklar Türbesi, Ebu İshak-ı Kâzerûnî Türbesi ve Ali Ağa Çeşmesi gibi yapılar eklenmiştir.
Dış kale ise halkın ikamet ettiği cadde, sokak ve mahalleleri içine alan bir bölümdür. Günümüzde dış kalenin surları büyük ölçüde yıkılmıştır, ancak dört yöne açılan kapıları hala bilinmektedir. Bu kapılar, Tebriz Kapısı, Erzincan Kapısı, Gürcü Kapısı, İstanbul Kapısı ve Yeni Kapı'dır.
Kale, zaman içinde çeşitli dönemlerde onarımlar geçirmiştir. Son olarak 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman ve 19. yüzyılda II. Mahmut tarafından iki kez onarılmıştır. Erzurum Kalesi, tarihi ve kültürel değeri ile Erzurum'un önemli simgelerinden biri olarak günümüze ulaşmış ve turistlerin ziyaret ettiği önemli bir tarihi mekandır.
5- Erzurum Ulu Cami
Erzurum Ulu Cami, Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmış olan önemli bir tarihi yapıdır. Ayrıca, Saltuklular'ın "Atabey" ismiyle de anıldığı için "Atabey Camisi" olarak da bilinir. Cami, oldukça geniş bir yapıya sahiptir ve toplam yedi nefli bir yapıdır. İbadet mekanı, 28 sütun ve 40 paye tarafından taşınır.
Caminin üst örtüsü, mihrap duvarına dikey olarak inşa edilmiştir ve yapı, duvarlara bitişik olan kırk paye üzerine oturtulmuştur. Caminin geniş orta nefinin yanında ikişer nefli üç yan nef bulunmaktadır. Toplamda 51 x 54 metre ölçülerine sahiptir.
Tarih boyunca cami çeşitli dönemlerde beş kez onarılmıştır. Onarımlar arasında Erzurum Valisi Hüseyin Paşa tarafından 1639 yılında, Ali Efendi tarafından 1826 yılında yapılan onarımlar, ve 1858 ve 1860 yıllarında gerçekleştirilen onarımlar yer almaktadır. Son olarak ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1957-1964 yılları arasında cami yeniden onarılmıştır.
Caminin yapımındaki mihrap duvarı, büyük pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür ve bu kubbe "Kırlangıç Kubbe" olarak adlandırılır. Tuğladan yapılmış olan tek şerefeli minaresi, caminin sağ tarafında yer alır ve cami içerisinden çıkılmaktadır. Minarenin üst kısmı yıkılmıştır ve günümüze yalnızca gövdesi kalmıştır.
Erzurum Ulu Cami'nin mimari özellikleri, tarihi dokusu ve büyüklüğüyle Erzurum'un en önemli camilerinden biri olarak ziyaretçileri etkilemektedir.
6- Lala Paşa Camisi
Lala Paşa Camisi, Erzurum'da Osmanlı Dönemi'nde yapılan ilk cami olma özelliği taşır ve diğer Osmanlı camilerine de model olmuştur. Cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın komutanı ve Kıbrıs fatihi olan Sadrazam Lala Mustafa Paşa tarafından 1562 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan'a ait olan bu eserin yanında bir saray ve bir sübyan mektebi de yer alıyordu ancak günümüze ulaşmamışlardır.
Lala Paşa Camisi, İstanbul camilerinde uygulanan plan tipine benzer bir şekilde inşa edilmiştir, ancak onlardan daha küçük bir ölçeğe sahiptir. İç mekânı 28 pencere ile aydınlatılan caminin ortasında dört paye ile taşınan merkezi bir kubbe bulunmaktadır. Yarım çapraz tonozlarla desteklenen ve dört küçük kubbeden oluşan merkezi planlı bir örtüye sahiptir. Alt sıradaki pencerelerin alınlıklarındaki çiniler, caminin tarihindeki bazı olaylar nedeniyle zarar görmüştür.
Caminin içerisinde yuvarlak ve mukarnaslı bir mihrap bulunur ve kitabesi mihrabın üzerindedir. Pencerelerdeki hadisler hat sanatıyla işlenmiştir ve önemli örnekler sunar. Cami minaresi, beyaz taştan inşa edilmiş, kırmızı taşlı bileziklerle süslenmiş ve tek şerefelidir. Caminin avlusunda, güzel taş işçiliğiyle süslenmiş sekiz köşeli ahşap ve konik çatılı bir şadırvan bulunur. Son cemaat yerindeki batı mihrabiyenin üzerinde, IV. Mehmed'in halka vergi muafiyeti getiren fermanı yazdırılmıştır.
Lala Paşa Camisi, mimari üslubu ve tarihi değeriyle Erzurum'daki önemli yapılar arasında yer almaktadır.
7- Erzurum Tabyalar
Erzurum'daki tabyalar, Osmanlı-İran savaşları döneminde başlamış olsa da, en büyük ve önemli tabyalar 19. yüzyılın başında Ruslar'ın Doğu Anadolu'ya yaptıkları saldırılara karşı şehri korumak amacıyla inşa edilmiştir. Bu stratejik yapıların toplam sayısı 22'ye ulaşmaktadır. Tabyalar, şehrin çevresinde görüş açısı yüksek tepelere yapılmıştır.
Tabyaların tasarımı, askeri amaçları ön planda tutacak şekilde yapılmıştır. Genellikle taştan inşa edilmişlerdir ve mimari üslup yerine sağlamlık ve kullanım esasları öncelikli olmuştur. Tabyalar, bazen tek büyük yapıdan oluşurken, bazen birkaç büyük yapının birleşiminden meydana gelmiştir. İçlerinde karargah binaları, askeri barınaklar, eğitim sahaları, yemekhaneler, sarnıçlar ve pusu odaları bulunmaktadır. Ayrıca düşmanın geleceği yönün öteki tarafında askerlerin toplantı avlularına, depo, revir gibi bölümlere de yer verilmiştir.
En önemli ve büyük tabyalar, şehrin doğusunda yer alan Mecidiye ve Aziziye tabyalarıdır. Tabyaların üzeri kalın bir toprak tabakasıyla örtülmüş ve çoğunlukla tek katlı olacak şekilde inşa edilmişlerdir. Kışla odaları, odaların genişlikleri 3-4 metre, derinlikleri ise 6-14,5 metreyi bulacak şekilde yapılmıştır. Bazı odalar ahşap kalaslarla ikiye bölünerek iki katlı hale getirilmiştir.
Bu tabyalar, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı olarak bilinen "93 Harbi" sırasında Rusların ilerleyişinin durdurulmasında kritik bir rol oynamıştır. Erzurum'daki tabyalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu sınırlarını korumak ve düşman saldırılarına karşı savunma yapmak için stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bu nedenle, tarih boyunca önemli askeri yapılar olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.
8- Rüstem Paşa Kervansarayı
Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında inşa ettirilmiş bir Osmanlı kervansarayıdır. Bu yapı, Osmanlı kervansaray mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Kervansaray, yolcuların gece ve gündüz her türlü ihtiyacını karşıladığı bir dinlenme ve konaklama yeri olarak kullanılmıştır.
Kervansaray, çeşitli bölümlerden oluşmaktadır. Bunlar arasında imarethane, mescit, dinlenme alanları, bezirgân dükkânları ve hayvanların bağlandığı alanlar bulunmaktadır. Ancak zamanla bazı bölümler kaybolmuş ve günümüze ulaşamamıştır.
Giriş kapısının üzerindeki kitabe, buranın "ribat" olarak adlandırıldığına dikkat çeker. Ribatlar, sınır bölgelerinde konumlanan askeri karakol binalarıdır ve bu yapılar içinde akıncı birliklerinin bulunduğu belirtilir. Zamanla Osmanlı Devleti sınırlarının genişlemesiyle burası daha çok konaklama, barınma, ahır ve alışveriş merkezi olarak kullanılmıştır.
Kervansaray, dikdörtgen bir avlu etrafında kesme taşlardan yapılmış iki katlı bir yapıdır. Avlunun etrafında 32 oda ve üst katta basık tonozlu odalar yer alır. 1965 yılında önemli bir restorasyon geçiren kervansarayın batıya bakan ön cephesi hafifçe ileri taşırılmış ve yöneticinin odası olarak kullanılan bir oda bırakılmıştır.
Günümüzde Rüstem Paşa Kervansarayı, oltu taşı esnafının imalat ve satış yeri olarak kullanılmaktadır. Özellikle tespih, yüzük, gerdanlık gibi oltu taşı ürünlerinin satışı yapılmaktadır. Tarihi bir yapı olarak korunan kervansaray, ziyaretçilere hem mimari güzelliklerini görmek hem de geleneksel el sanatları ürünlerini satın almak için bir fırsat sunmaktadır.
9- Çobandede Köprüsü
Çobandede Köprüsü, Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan önemli tarihi yapılarından biridir. İlhanlı Hükümdarı Gazan Han'ın Veziri Salduzlu Emir Çoban Noyin tarafından 1298 yılında inşa ettirilmiştir. Köprü, Selçuklu ve İlhanlı mimari üslubunu yansıtan yapı formu ve bezemelerle dikkat çeker.
Köprü, Karga Pazarı ve Aras Nehri'nin birleştiği noktada bulunur ve toplamda 128 metre uzunluğunda ve 8,5 metre genişliğindedir. Yapının en büyük kemer açıklığı 13 metre, en yüksek noktası ise 30 metredir. Köprü, yedi yuvarlak kemerli gözden oluşurken, maalesef son yıllarda yapılan onarım sırasında ilk göz kapatılmıştır.
Köprünün kemerleri siyah, kırmızı ve gri renkte kesme taşlardan yapılmıştır. Köprü ayaklarının altına ardıç ağaçları döşenerek köprünün batmasının önüne geçilmiştir. Ayrıca köprü ağırlığını hafifletmek amacıyla tampon duvarları arasında boşluklar bırakılmıştır.
Tarihi boyunca birkaç kez onarım geçiren Çobandede Köprüsü, en son 2011 yılında restore edilmiştir. Bu sayede köprü, tarihî dokusunu koruyarak günümüzde de ayakta kalmayı başarmıştır. İpek Yolu üzerindeki bu muhteşem yapı, bölgenin tarihî ve kültürel zenginliklerini yansıtan önemli bir simgedir ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle gezilmektedir.
10- Öşvank Kilisesi
Öşvank Kilisesi, Uzundere İlçesi Çamlıyamaç Köyü'nde yer alan tarihi bir kilisedir. Renkli taş bezemeleri ve kabartma figürleri ile ünlüdür. Kilisenin yapımı, Gürcü Bağratlı Hanedanlığı zamanında 3. Adernese'nin oğlu Magistras Bağrat tarafından 963-973 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Mimarisi, Öşk'lü Grigor'a aittir.
Kilise, Vaftizci Yahya'ya adanmıştır ve büyük kubbesi Bizans İmparatorları II. Basileios ve VII. Constantin tarafından 1022-1028 yılları arasında onarılmıştır. İç mekânında bulunan freskolar ise 1036 yılında Jojil Potrikios tarafından yapılmıştır.
Öşvank Kilisesi, haç planlı bir yapıya sahiptir. Dıştan çapraz kanatlı (transept) olan kilisenin içerisinde apsislerin oluşturduğu üç dilimli bir bölüm ve onun devamı olan uzun bir kol bulunmaktadır. Kilisenin iç bölümlerindeki sütunların kaideleri bitkisel motifler ve dini resimlerle süslenmiştir.
Kilisenin dış cephesinde kubbe kasnağında on iki pencere bulunmaktadır ve pencerelerin dış yüzleri kabartma silmelerle sınırlandırılmıştır. Sivri kemerli ve ince uzun olan pencereler gotik üslubu yansıtmaktadır.
Öşvank Kilisesi'nin batı haç kolunda batı, kuzey ve güney cephelerden ek mekânlarla çevrili bir alan bulunmaktadır. Kilisenin içerisinde hamam, yatakhane, vaftizhane, rahip evleri, mutfak ve kütüphane gibi bölümler de mevcuttur.
Bu tarihi kilise, mimari ve sanatsal zenginliğiyle bölge ve ülke turizminde önemli bir yere sahiptir ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle gezilmektedir.
11- Erzurum Resim Heykel Müzesi ve Galerisi
Erzurum Kongresi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın önemli dönüm noktalarından biri olan bir kongredir. Kongre, 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum'da toplanmış ve Milli Mücadele'nin temellerinin atıldığı önemli kararların alındığı bir platformdur. Erzurum Kongresi'nde milli birlik ve beraberlik vurgulanmış, bağımsız bir Türk devleti için mücadele kararı alınmış ve ülkenin her yerinden gelen temsilcilerin katılımıyla ulusal irade gösterilmiştir.
Ancak bahsettiğimiz bina, Erzurum Kongresi'nin toplandığı mekân değildir. Erzurum Kongresi'nin toplandığı yer, Lala Mustafa Paşa Camii'nin avlusunda bulunan ve o dönemde Erzurum Belediye Başkanı olan Avukat Bekir Sami Kunduh tarafından hazırlanan ahşap bir konaktır. Kongre binası olarak kullanılan bu konak, zamanla yıpranmış ve 1959 yılında yerine yeni bir kongre binası yapılmıştır.
Erzurum Kongresi'ne ev sahipliği yapan ve daha sonra Müze olarak kullanılan tarihi bina, bugün Atatürk ve Erzurum Kongresi Müzesi olarak ziyaretçilere açıktır. Ancak Erzurum Kongresi'nin toplandığı yer farklı bir mekândır ve günümüzde de ziyaretçilere açıktır.
12- Atatürk Evi Müzesi
Atatürk Evi Müzesi olarak ziyaretçilere açık olan konaktır, özellikle Erzurum Kongresi'nin toplandığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir süre kaldığı tarihi öneme sahip bir mekândır.
Atatürk Evi Müzesi, Erzurum'da tarihi atmosferi ve önemli olaylara tanıklık etmiş bir konak olarak ziyaretçileri ağırlamaktadır. Atatürk'ün Erzurum Kongresi'ne başkanlık ettiği bu konağı ziyaret ederek tarihi atmosferi ve döneme ait objeleri görmek mümkündür. Tarihi yapı, Türk Kurtuluş Savaşı'nın temellerinin atıldığı önemli bir yer olduğu için Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçi çekmektedir.
Atatürk Evi Müzesi'nin içerisinde döneme ait mobilyalar, eşyalar ve belgeler bulunmaktadır. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum Kongresi'ne ait bazı eşyaları ve kişisel objeleri de burada sergilenmektedir. Tarihi dokusu ve Atatürk'ün izleriyle dolu bu müze, Türk tarihine ilgi duyanların ve Atatürk'ün izini sürmek isteyenlerin ilgisini çekmektedir.
13- Haho Kilisesi
Haho Kilisesi (veya diğer adıyla Meryem Ana Kilisesi) Erzurum'un Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı Köyü'nde bulunmaktadır. Yapı, Bagratlı Kralı III. David tarafından 976-1001 yılları arasında yaptırılmıştır.
Haho Kilisesi, farklı mimari özelliklerin birleşimi ile dikkat çeker. Kapalı Yunan haçı planı ve bazilika planının birleştirilmesi, kiliseyi mimari açıdan özgün ve benzersiz kılmaktadır. Ayrıca, yapı içerisindeki kabartmalarda arslan, boğa, kartal, grifon gibi figürlere geniş yer verilmiş ve iç mekân duvarları ile özellikle apsis fresklerle süslenmiştir. Bu fresklerde, İncil'den alınan sahneler ve Hz. İsa ile Meryem'in tasvirleri yer almaktadır.
Tarih boyunca farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılan Haho Kilisesi, 19. yüzyılda camiye dönüştürülmüş ve Taş Cami adını almıştır. Bu dönüşüm nedeniyle kilisenin bazı özgün detayları değişmiş olsa da, tarihi ve mimari önemi günümüzde de devam etmektedir. Haho Kilisesi, kültürel ve tarihi mirasın korunması amacıyla ziyaretçilere açıktır ve bölge turizmi açısından da önemli bir mekândır.
14- Oltu Kalesi
Oltu Kalesi, Oltu ilçe merkezinde bulunan tarihi bir yapıdır. Urartular tarafından MÖ 4. yüzyılda inşa edilen kale, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinde onarımlar geçirmiştir. 3000 metrekarelik bir alanda yer alan kale, kesme taştan yapılmıştır ve Osmanlı Dönemi'nde bir süre kervansaray olarak da kullanılmıştır. Son olarak 1998-1999 yıllarında restore edilerek sağlamlaştırılmıştır.
Kale, iki bölümden oluşmaktadır: iç kale ve dış kale. Oltu Kalesi'nin mahalleleri çevreleyen dış kale surları günümüze ulaşamamıştır. Ancak iç kale, doğal kayalıklar üzerine kurulmuş ve sağlamlığıyla dikkat çeken bir yapıdır. İç kale, yüksek ve kalın sur duvarları ve burçlarla takviye edilmiştir.
İç kale içerisinde, kuzeydoğu köşesinde yer alan Şapel, 10. ve 11. yüzyıllarda Gürcüler tarafından inşa edilmiştir. Şapel, altı yapraklı yonca planına sahiptir ve süslemeli blok taşların kullanıldığı bir yapıdır. Güneş saati motifi, şapelin dikkat çekici detaylarından biridir. Şapelin batıdan bir girişi ve doğu yönde bir apsis yuvarlağı bulunmaktadır.
Ayrıca, iç kale üzerinde sarnıçlar, bir türbe, bir şapel ve kale muhafızlarına ait mekânlar yer almaktadır. Oltu Kalesi'nin kuzeybatıdaki burç ve sınır duvarları, geçmişte daha görkemli bir nitelik taşımaktaydı. İç Kale'nin doğu eteğinde ise Selçuklu dönemine uzanan ve künklerle iç kaleye bağlı olan Selçuklu Hamamı bulunmaktadır.
Oltu Kalesi, bölgenin tarihini yansıtan önemli bir yapıdır ve ziyaretçiler için tarihi ve kültürel bir deneyim sunmaktadır.
15- Cimcime Hatun Türbesi
Cimcime Hatun Kümbeti, Erzurum'un tarihi yapılarından biri olarak bilinen bir anıttır. Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Ulu Camii'nin yakınında bulunmaktadır. XIV. yüzyılda inşa edilen kümbet, Firuze adlı bir kadına ait olduğu düşünülen bir anıttır.
Kümbet, yuvarlak bir kaideli yapıya sahiptir ve gövdesi de bu yuvarlak kaideye uyumlu bir şekilde inşa edilmiştir. Gövdeyi kaplayan kemerler, yuvarlak kaval silmelerden oluşmaktadır. Ancak yapıda bir kitabe bulunmamaktadır, bu nedenle kimin tarafından yaptırıldığı ve kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Cimcime Hatun Kümbeti, Erzurum'un tarihini ve mimarisini yansıtan önemli bir yapıdır. Şehirdeki diğer tarihi eserlerle birlikte, kümbet ziyaretçiler için tarihi ve kültürel bir deneyim sunmaktadır.
16- Oltu Rus Kilisesi
Oltu Rus Kilisesi, Oltu ilçe merkezinde bulunan tarihi bir yapıdır. Üzerinde kitabesi bulunmayan kilise, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında, Ruslar tarafından 1885-1890 yılları arasında inşa edilmiştir. Kilisenin mimari tarzı kiborion tarzı olarak bilinir ve 32x15 metre boyutlarında dikdörtgen bir plana sahiptir.
Kilisenin kubbesi, iki yanında bulunan dikdörtgen mekanları destekleyen ayaklar tarafından desteklenmektedir. Uzun cepheler olan kuzey ve güney cephesi, kısa tutulmuştur. Batı cephesinde, süslü, yuvarlak kemerli ve hafif dışa taşırılmış giriş kapıları yer almaktadır. Bu girişler, doğudaki apsis üzerine yükseltilerek, haç planı üst örtüde daha belirgin hale getirilmiştir.
Oltu Rus Kilisesi, mimari yapısı ve süslemeleriyle dikkat çeken bir tarihi eserdir. Oltu'nun tarihini yansıtan bu yapı, ziyaretçilere tarihi ve kültürel bir deneyim sunmaktadır.
17- İspir Kalesi
İspir Kalesi, İspir İlçesi'nde yer alan tarihi bir yapıdır. Ancak üzerinde günümüze kadar gelebilen bir kitabe olmaması nedeniyle yapım tarihi kesin olarak belirlenememiştir. Yapının 12. yüzyılda İlhanlılar tarafından yapıldığı düşünülmektedir, ancak kesin bilgi yoktur.
Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarım görmüştür. Temeli çoruh nehri kıyısından toplanan taşlarla yapılmıştır ve üst duvarlarında blok kesme taş kullanılmıştır.
Kalenin içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kaledeki gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Bu minare ve gözetleme kulesi, kaledeki savunma ve gözetleme amaçlı kullanımını vurgulamaktadır.
İspir Kalesi, bölgenin tarihini yansıtan önemli bir tarihi eser olarak görülmektedir. Ziyaretçilerine tarih ve kültürel miras açısından önemli bir deneyim sunmaktadır.
Erzurum'da Ne Yenir?
Erzurum mutfağı, zengin ve lezzetli yemekleriyle tanınır. İşte Erzurum'un en ünlü yemekleri:
1- Cağ Kebabı
2- Aşotu Çorbası
3- Kadayıf Dolması
4- Gıliko
5- Pirpirim
6- Erzurum Ketesi
7- Çiriş Yemeği
8- Lalanga
9- Tatar Böreği
10- Su Böreği
11- Hasuta
12- Çaşır Yemeği
13- Şalgam Dolması
14- Dut Çullaması
15- Lor Dolması
16- Kartol Oturtması
17- Kesme Aşı Çorbası
Bizi instagramdan da takip etmeyi unutmayın. https://www.instagram.com/turkiyeningezginleri