21/11/2024
  1. Anasayfa
  2. Doğu Anadolu Bölgesi
  3. Ağrı'da Gezilecek Yerler

Ağrı'da Gezilecek Yerler

Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Ağrı, Orta Asya’dan gelen kavimlerin geçiş yolu olmuş, bir çok medeniyete de ev sahipliği yapmıştır.

Burada yaşamış en köklü uygarlık Urartulardır. Ağrı iline Batılılar Ararat demektedir. Çünkü Nuh Tufanı ve Tevrat’ta geçen Ararat Dağı’nın Ağrı çevresinde olduğu sanılmaktadır.

Ağrı’da gezilecek yerleri sizler için derledik.

·        İshak paşa Sarayı

·        Urartu Kalesi

·        Eski Beyazid Camii

·        Ahmed-i Hani Türbesi

·        Şoşik Kalesi

·        Hamur Kümbeti

·        Kudret Köprüsü

·        Meya Mağaraları

·        Ağrı Dağı

·        Balık Gölü

·        Keşişin Bahçesi

·        Diyadin Kanyonu

·        Meteor Çukuru

·        Buz Mağarası

Tarihi Yerler

https://instagram.com/burcdurukan

1-İshak Paşa Sarayı

Sarayda yazan kitabeye göre, 1784 yılında Çıldıroğulları’ndan II. İshak Paşa döneminde yapılmış, adını da buradan almıştır. Anadolu’da Osmanlı mimarisini bugüne taşıyabilen tek saray yapısı olarak tarihimizde önemli bir yere sahiptir.

Üç tarafı sarp kayalıklar üzerine oturtulmuş cami, 7600 m2’lik bir alan kaplamaktadır. Saray, 366 odası, camisi, divan odası, mutfağı, fırını, hamamı ve ahırıyla adeta küçük bir şehir niteliğindedir.

Bu sarayın yapımına 1685 yılında başlanmış ve yapımı tam olarak 99 yıl sürmüştür. Tarihteki ilk kalorifer tesisatı da burada kullanılmıştır.

Müzekart geçerlidir. WC ve otopark bulunmaktadır.

2- Urartu Kalesi

Bayezid Kalesi olarak da bilinen kalenin duvarları sağın yamacını adeta sarıp sarmalamıştır. İçerisinde Antik çağlardan kalma mimari kalıntılar ve Urartu mezarları bulunmaktadır.

3- Eski Bayezid Camii

Urartu Kalesi ( Doğubeyazıd Kalesi)’nin hemen yanında bulunan kubbeli ve tek minareli camidir.

4-Ahmed-i Hani Türbesi

Bölgenin en fazla ziyaret edilen türbesi olan Ahmed-i Hani Türbesi, İshakpaşa Sarayı’nın üst kısmında yer almaktadır.

5-Şoşik (Karlıca) Kalesi

https://instagram.com/burcdurukan

Karlıca köyünde sarp kayalar üzerine yapılmış kalenin, köy ilçe merkezine 34 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Kalenin tarihi hakkında bir bilgi yoktur. Ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı tam bir muammadır. Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde bu kalenin Sultan Hasanoğlu Ziyaüddin’in bir yapısı olduğunu belirtmiştir.

Kalenin tam ortasında geniş bir alan bulunmaktadır. Yanlarında bulunan odalardan sadece iki tanesi günümüze ulaşabilmiştir. Yıkılmayan bölümlerden birisi de hamam kısmıdır. Kaleden aşağı inen merdivenler gizli yollara ulaşmaktadır. Ayrıca burada sert kayaların oyulmasıyla yapılmış Kör Kuyu ve Zindan da vardır.

6-Hamur Kümbeti (Sürmeli Mehmet Paşa Kümbeti)

Kırşehir’deki Aşık Paşa Türbesine benzeyen kümbet, Selçuklu ve Osmanlı kümbetlerinden çok farklıdır. Girişteki kitabe tahrip edildiği için sadece 1802 yılında yapıldığı bilinmektedir. 1915 yılındaki Rus işgalinde kümbete top isabet etmiş ve hasar oluşturmuştur.

7-Kudret Köprüsü

Dünya’da eşi benzeri olmayan köprü, Murat nehrinin toprak ve kar yığınını sökemeyip altını delmesiyle oluşmuştur. Köprü 30 metre genişlikte ve 30metre yüksekliktedir. 150 metre boşluktan sonra ikinci doğal köprü de vardır. Bu köprüde aynı şekilde oluşmuştur.

8-Meya Mağaraları

Meya Mağaraları, Diyadin ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Günbuldu Köyü’nde bulunmaktadır. Mağaralar ve tarihi kalıntılarıyla adeta antik kente benzeyen yerleşim yerinde, kayalara oyularak yapılmış barınma alanları, ibadethane, tapınak, odalar ve mağaralar vardır.7

Doğal Güzellikler

1-Ağrı Dağı

Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı, 5137 metre yüksekliğe sahiptir. Dağın zirvesi yaz kış buzla kaplıdır. Urartularda ve batı dillerinde dağın adı Ararat olarak geçmektedir. Bu dağın, Yaşar Kemal’in romanına konu olan bir de efsanesi bulunmaktadır.

18. yüzyılda Beyazıt paşası Mahmut Han’ın kır atı, Sorik köyünde yaşayan Ahmet’in kapısına gelir. Sofi denen yaşlı, bu atın neden orada olduğunu sorar. Ahmet’te atla ilgili bir bilgisinin olmadığını söyler. Sofi, atı uzak bir yere bırakmasını söyler. Ahmet atı uzak bir yere götürür fakat eve döndüğünde o atı Sofi’nin yanında görür. Bunu tam 3 kez yapar ama at her defasında ondan önce eve gelir. Bunun üzerine Sofi, 3 kez bırakılan atın geri dönmesi üzerine ona töreyi hatırlatır ve bu atın gerçek sahibi kim olursa olsun asla geri vermemesi gerektiğini söyler. Bu arada Mahmut Han, kaybolan atı aramaktadır. Tüm ahaliye haber salmasının ardından, atının Ahmet’te olduğu bilgisi ulaşır. Mahmut Han atını almak için Ağrı Dağına çıkar ama Ahmet’i bulamaz. Onun yerine Sofi’yi görür. Sofi, töreye göre atı alamayacağını söyler. Buna kızan Mahmut Han, Sofi’yi zindana attırır.

Zindandaki Sofi’yle Mahmut Han’ın kızlarından biri olan Gülbahar bakar. Ona yemek götürür, ilgilenir.  Sofi’de ona kaval çalar. Gülbahar, Ağrı Dağı’nın Öfkesi isimli nağmeyi dinlemeyi çok sever. Milan aşiretinden Musa, Sofi’yi zindandan çıkarabilmek için gider Ahmet’i bulur getirir ama ikisini de zindana atarlar. Gülbahar bu sırada Ahmet’i görür ve farklı bir şeyler hisseder. Bu arada Mahmut Han, atının bulunması için 40 gün süre verir. Eğer 40 gün içerisinde kaybolan atı bulunmazsa Sofi, Ahmet ve Musa’yı öldürteceğini ilan eder. Bunu duyan Gülbahar, atı Ağrı Dağlılardan istemeyi düşünür ama kardeşi Yusuf karşı çıkar. Ama bu konudan kimseye bahsetmeyeceğine de söz verir. Demirci Hüso denen kişiye gider, o da Gülbahar’ı Kervan Şeyhi’ne yönlendirir.  Kervan Şeyhi, Kervankıran yıldızına bakar ve derdinin dermanının olduğunu söyler. Gülbahar, ertesi gece Demirci Hüso’nun dükkanının önünde bir at görür. Demirci Hüso gidip Mahmut Han’ın kaybolan atını getirir. Mahmut Han, getirilen atın kendisinin olmadığını söyler. Etrafındaki beylerden biri atın Mahmut Han’a ait olduğunu söyler gibi olur ama Mahmut Han hiddetlenir, Beyazıt’a tellal yollar. Tellallar, zindanda bulunan üç kişinin cumartesi sabah asılacaklarını söylerler. Demirci Hüso’ da bunun üzerine atı salar ve at Beyazıt’ta şahlanır, Ağrı Dağı’na yollanır. Gülbahar ne yapacağını bilemeyerek, zindanların olduğu yere gider. Burada “Ahmet öldürülürse ben de kendimi sarayın uçurumundan atarım” der. Zindancı Memo bunu duyar ve çok üzülür. Gülbahar zindandaki üç kişiyi serbest bırakması için Memo’ya yalvarır. Memo ondan bir tutam saçını ona vermesini, bu gecenin ve kendisinin de unutulmamasını ister. Gülbahar kabul eder ve Memo da zindandaki üç kişiyi salıverir. Güneş doğunca cellatlar zindanın kapısına gelir. Memo mahkumları saldığını söyler, cellatlar da onunla çarpışmaya başlar. Bu çarpışma sarayın uçurumuna kadar sürer ve uçurumun kenarında Memo kendini aşağı bırakır. Öldüğünde elinde bir tutam saç vardır.

Sarayda meydana gelen olayları bilen Yusuf, büyük bir korku içinde her şeyi babasına anlatmayı düşünür. 3 gün hasta yatar ve sonunda Gülbahar’la konuşur. Kaçmayı ya da her şeyi anlatmayı teklif eder. Çünkü Yusuf, babasının İsmail Ağa’ya gelip ona yalvarmazlarsa ikisinin de gözlerini oyacağını söylediğini duymuştur. Yusuf bütün olan biteni anlatır anlatmaz Gülbahar hapsedilir, kuyuya kapatılır ve başına iki nöbetçi konur. Bu haber kısa sürede tüm çevre illerde duyulur. Çevre köylerdeki insanlar saraya koşar, kafileler halinde gelirler. Mahmut Han bu büyük kalabalık karşısında korkar ve Gülbahar’ı onlara vermek zorunda kalır. Köylüler Ahmet ve Gülbahar’ı Kervan Şeyhi’ne götürürler. Şeyh de onları Hoşap Kalesi’nin beyine gönderir ve yanlarına kendi halifesi İbrahim’i de katar. Hoşap Kalesi’nin Beyi onlara sahip çıkar ve Molla Muhammet adlı birini Mahmut Hana gönderir ama iyi haberler gelmez. Mahmut Han genç çifti istemektedir fakat Hoşap Kalesi’nin Beyi onları vermez. Mahmut Han çevresindeki bazı beyleri Hoşap Kalesine gönderir. Ancak onlar da elleri boş geri gelir.

Mahmut Han, Erzurum’daki Rüstem Paşa’ya mektup yazar ve yardım ister ama Rüstem Paşa, kızı oğlana vermesi gerektiğini bildirir ve ona alay dolu bir mektup gönderir. Hoşap Kalesi’nin Beyi, Molla Muhammet’i yeniden gönderir ve ne yapmak lazım geliyorsa yapmaya hazır olduğunu bildirir. Mahmut Han tedirginlik içinde, çevredeki ahalinin sarayın üzerine yürümesinden ve Osmanlı’nın gözünden düşmekten korkmaktadır. Sonunda kızı bir şartla vermeyi kabul eder. Ahmet Ağrı Dağı’nın tepesine çıkacak ve büyük bir ateş yakacaktır. Ahmet bunu kabullenir ve sonunda ateşi yakar. Gelir, kızı alır ve gider. Ama Gülbahar’a asla dokunmaz. Kız bunun nedenini sorar. Ahmet de onu nasıl kurtardığını sorar. Gülbahar da tüm olan biteni anlatır. Ahmet gider, Gülbahar da onu takip eder ama Küp Gölü denen gölün orada maalesef onu kaybeder. Efsanenin sonunda, birkaç kez yinelenen, çobanların her yıl bahar ayında gerçekleştirdikleri törensel uygulamanın anlatısının ayrıntıları da tamamlanır:

 “0 gün bugündür, Küp Gölü’nün oralardan geçenler, gölün kıyısına oturmuş, kara, ışık gibi parlak, uzun saçlarını sırtına sermiş, başı iki elleri arasında gözlerini som mavi suya dikmiş Gülbahar’ı görürler. Arada sırada Ahmet gölün sularında Gülbahar’ın gözüne gözükür ve Gülbahar kollarını açıp Ahmet’e yürür, ‘Ahmet, Ahmet!’ diye bağırır. Sesi bütün dağda yankılanır. ‘Ahmet, Ahmet! Sen de benim yerimde olsan benim yaptığımı yapardın. Yeter artık gel Ahmet. Ahmet!’Göl kaynar, Ahmet silinir, Gülbahar silinir ve küçücük bir ak kuş gelip kanadını suyun som mavisine batırır. Ve sonra da bir atın kapkara gölgesi gölün üstünden gelir geçer.”

2-Balık Gölü

Kırmızı benekli alabalık yetişmesiyle ünlü olan gölün çevresinde kartal, keklik, şahin, tilki, yaban ördeği, bıldırcın, martı ve yabani tavşan da yaşamaktadır. Türkiye’nin en yüksek rakımlı gölü olmakla beraber bir lav seti gölüdür.

3-Diyadin Kanyonu

Şehir merkezine 50 km uzaklıktaki Diyadin ilçesinin, ortasından Murat Nehri’nin geçtiği Diyadin Kanyonu, doğunun Ihlara Vadisi olarak da bilinmektedir.

4-Meteor Çukuru

1892 yılında Gürbulak sınır kapısının 2km kuzeyinde bulunan alana düşen bir göktaşı, burada 60 metre derinliğinde 35 metre çapında bir çukur oluşturmuştur. Bu çukur, Alaska’da bulunan göktaşı çukurundan sonra 2. Sırada gelmektedir.

5-Buz Mağarası

Küçük Ağrı Dağı’nın eteklerinde bulunan doğal anıt mağarasının içinde bazalt lavlar, kayalar ve bu kayaların üzerinde donmuş saf ve temiz buz tabakaları bulunmaktadır.

Ağrı'da Ne Yenir?

Ağrı'ya gittiğinizde mutlaka tatmanız gereken lezzetler;

  • Abdigör Köftesi
  • Haşıl
  • Gösteberg Et
  • Erişte
  • Hengel
  • Pişi Erdek
  • Ciriş Ketesi
  • Halise
  • Hasude

 

Fotoğraflar için gezginimize teşekkür ederiz.  Takip etmek için  https://instagram.com/burcdurukan

İnstagramda bizi de takip etmeyi unutmayın.  https://www.instagram.com/turkiyeningezginleri

Galeri

Türkiyenin Gezginleri

Türkiyenin Gezginleri

Üyelik Tarihi: 30/05/2019

 

Yorum yapmak için giriş yapınız.