4 Mevsim İstanbul'un İncisi ''Beykoz''

4 MEVSİM İSTANBUL’ UN İNCİSİ BEYKOZ

Anadolu Fenerinden, Anadolu Hisarına kadar uzanan İstanbul’ un en eski tarihi ilçelerinden Beykoz’ un güzellikleri anlatmakla bitmez.  Üç bin yıllık tarihi ile Beykoz, yani eski adıyla Hünkar İskelesi, ormanlar, dereler, mesire alanları, plajlar, türbeler ve kasırlar ile tam bir kültür mirası. 

Bu yazımda Beykoz’ un tarihi mirasından çok, muhteşem manzaralarına tanıklık edeceğiniz yerlerinden bahsedeceğim. Şöyle de diyebiliriz ‘tam instagramlık manzara, en azından 100 like getirir?’. Ayrıca size yüzmek için ve kamp yapmak için öyle bir koy önereceğim ki, İstanbul da temiz bir deniz bulmanın aslında çok zor olmadığını göreceksiniz. Hadi bakalım başlıyoruz ?

1-RİVA (ELMAS BURNU, GELERA KOYU)

Beykoz meydanına geldikten sonra, Beykoz durağından mavi Riva minibüslerine binerek Riva’ya ulaşabilirsiniz. Ancak yazımda bahsedeceğim koylar Riva’nın tepesinde yer aldığı için özel araç ile ulaşımı daha kolay olacaktır.

Riva plajını geçtikten sonra, Elmas burnu ve Gelera Koyu için navigasyonumuzu ayarlıyoruz ve tabelaları takibe alıyoruz. Bu birbirine yakın iki koy da kum bir plaja sahip, deniz doğayla bütünleşiyor ve yemyeşil bir görüntü alıyor. Önemli uyarımız lodos havalarda tercih edilmemesi yönündedir. Lodos havalarda aşırı dalgalı olduğu için yüzmek uygun olmayacaktır. Sörfçülerin bu havalarda uğrak mekanları haline geliyor desem yalan olmaz. Ayrıca bu iki koyda kamp yaparak, eğlenceli bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Şemsiyenizi, mangalınızı alın ve kendinizi doğaya teslim edin.

2-PAŞAMANDIRA

Yaz, kış her mevsim tercih edebileceğiniz harika mekanların olduğu Paşamandıraya uğramadan Beykoz dan gidilmez. Riva nehrinin uzantısı boyunca restoranlar, kafeler, piknik alanları, kahvaltı mekanları sizi karşılayacak. İsterseniz nehirde deniz bisikleti ile tur yapabilir, ata binebilir ve daha birçok aktivite yapabilirsiniz. Sevimli dostlar (kediler, köpekler, tavuklar etrafta serbestçe dolaşıyor) size bol bol eşlik edecek ve mis gibi havanın tadına doyamayacaksınız.

Tabi ki Paşamandıraya gelip de eli boş dönmek olmaz. Burada yerel halk kendi ürettikleri ürünleri yol kenarlarında satıyorlar. Bir kere seralarını gezme imkanım olmuştu. Domatesler, biberler o mis gibi kokularıyla arabanızın atmosferini 5 dakikada değiştirecek.

3-POYRAZKÖY

Beykoz’un tarihine tanıklık eden eşsiz manzarasıyla Poyrazköy.

Kavacıktan Poyrazköy'e 135 numaralı belediye otobüsü seferleri yapılmaktadır. Eğer özel aracınız varsa Beykoz’dan sonra Poyrazköy-Anadolu Feneri tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz. Muhteşem doğası ve ormanlık yollarıyla bol oksijenli bir seyahat sizi bekliyor olacak.

Poyrazköy de hem kadınlara özel hem de karma olmak üzere 3 adet plaj bulunuyor. Dalgakıran olduğu için suyu genelde sakin. Plaj civarında restoranlar, kafeler ve dinlenme alanları var. Poyrazköy’e gelmişken Poyraz kalesini ve poyraz uçurumunu mutlaka görmelisiniz.

Ayrıca plajın üst kısmında limanı ve yeni yapılan köprüyü komple görebileceğiniz harika bir manzara sizi bekliyor. Buradaki salaş kafelerde oturup manzaranın hakkını veren harika fotoğraflar çekebilirsiniz.

Balık zamanlarında limandan kasa kasa balık alıp stoklamak isteyenlerde buraya bekleniyor?

4-ANDOLU FENERİ

Poyraz yolu üzerinde Anadolu Feneri’ ni de görmeden dönmek istemeyeceğinizden eminim. Geçimini balıkçılık ile sağlayan bu köy, ismini içerisinde bulunan Anadolu Fenerinden almıştır. Anadolu Fenerinin ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. Fener ziyarete açıktır, özellikle yaz aylarında yoğun bir ilgi görmektedir. Fenerin manzarası tek kelimeyle muhteşem. Fenerin hemen altında 1880 yılında II. Abdülhamit tarafından yaptırılan “Hamid-i Evvel Camii” bulunmaktadır. Bu caminin harika bir manzarası var. Gelmişken görmeniz ısrarla tavsiye edilir.

Anadolu fenerine gelmişken mutlaka balıkların ve deniz ürünlerinin tadına bakmayı ihmal etmeyin. Fenere inerken sizi salaş balık restoranları karşılayacaktır. Fiyatları da balık restoranlarına göre ortalamanın altındadır.

5. ANADOLU KAVAĞI

Beykoz’ un göz bebeği, boğazın son iskelesi Anadolu Kavağı. Turistlerin en uğrak mekanları arasında yer alan taze balığıyla meşhur bir cennet. Rivayetlere göre adını kavak incirinden aldığı söylenir.

Kavacıktan  15 A İETT otobüsleriyle Anadolu Kavağına ulaşabilirsiniz. Sahilinde taze balıklardan tadabilir üzerine dondurma ve waffle keyfi yapabileceğiniz bir çok mekan var. Ayrıca, az bilinse de merkezinde, eski ufak bir kurabiyeci dükkanı var ki tadıyla meşhur.

Anadolu kavağının mutlaka görülmesi gereken yeri ise YOROS KALESİ.

Kalenin üzerindeki yazılar Bizans yapımı olduğunu gösteriyor. İstanbul'un fethinde Yoros da artık Türk hâkimiyetine girer ve II. Bayezid bu kaleyi tamir ettirir. Eğer şanslıysanız, kalenin kapıları açık ise içeri girebiliyorsunuz. Ben çoğu kez içeriye girmeyi başardım ve harika manzaranın tadını çıkardım. Ancak genellikle kapıları kapalı oluyor. Yoros Kalesinin altında yemyeşil doğanın içinde harika kafeler var. Doğa ile bütünleşen salıncaklarda harika pozlar yakalayıp, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Bir sonraki yazımız da görüşmek üzere,

Herkese Keyifli anlar ve anılar biriktirmesi dileğiyle.

@Demirbilek_Family