Bu Yaz Biz Dilek Yarımadasındayız Sen Nerdesin?

DİLEK YARIMADASI MİLLİ PARKI (KUŞADASI)

Kuşadası’na geldiniz, yediniz içtiniz, sıcacık sularında yüzdünüz, kumlarında yuvarlandınız buraya kadar her şey çok güzel. Kuşadası’nın güzelliklerini, denizlerini bir sonraki yazımda detaylı olarak anlatacağım. Ancak Kuşadası’na gelmişken Dilek Yarımadasına (Büyük Menderes Deltası) uğramazsanız bu gerçekten çok büyük bir kayıp olur. Kuşadası’nda tanıştığımız ve arkadaş olduğumuz emekli polis Taha abinin önerisi ile Dilek Yarımadasını keşfettik. Hatta bize ‘Dilek yarımadasına gideceksiniz değil mi?’ diye sorunca biz birbirimize bakakaldık. ‘Dilek, Yarımada, nerde oluyor tam olarak acaba?’? sonrası malum… Ertesi gün sabahtan yola koyulduk. Yanımıza bol bol su ve bizim acil durum yemeğimiz olan çikolatalı kruvasanları aldık. Aslında bilseydik, onları bizim için değil de, bir domuz ailesinin yiyeceğini, tabi ki daha fazla stok yapardık?

Dilek Yarımadası büyük bir milli park. Eşsiz koyları, kanyonu, kuş türleri, botanik bahçeleri, farklı hayvan türleri (Akdeniz Foku, Pars, Domuz, Alageyik) ile tam bir doğa harikası. Hatta milli parktaki tabelaları okuyunca, bu hayvan türlerini görme ümidiyle çok heyecanlandık. ‘Hey Foklar neredesiniz? Biz geldik?’ Öyle kolaydı zaten hemen görmek? Neyse benim için buraya gelmek harika bir deneyimdi. Çünkü ömrümde ilk defa evcilleşmiş Yaban domuzu gördüm. Ya da şöyle de diyebiliriz ilk defa görmüş olduğum Yaban domuzlarına bu kadar yaklaştım. Yaklaşık 15 tane Yaban domuzunu (içlerinde yavrular, anneler, babalar vardı) ellerimizle besleyeceğimizi bilseydik daha hazırlıklı gelirdik. Onları beslerken hem korktuk ama ayrıca çokta eğlenceliydi. Neticede biz tam bir doğa ve hayvan severdik?

Dilek Yarımadasına ulaşımından biraz bahsetmek istiyorum. Öncelikle Kuşadası’nda konakladığımız için buraya ulaşmamız çok kolay oldu. Kuşadası’ndan sonra Davutlar ve Güzelçamlı beldelerinin istikametine doğru gidiyoruz. Navigasyonumuzu ayarlayarak tabelaları takip ediyoruz. Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat sürdü. Yolda yemyeşil bahçeleri izleye izleye Dilek Yarımadasına vardık (Size küçük bir durakta söylemek istiyorum. Dilek yarımadasına gitmeden mutlaka Zeus mağarasına girerek buz gibi suda yüzebilirsiniz. Aman ha oranın efsunlu olduğu ve dibinin belirlenemediği şeklinde rivayetler var. Yüzmeden önce de bunu dikkate alın derim ? Garip kocamın bundan haberi yoktu. Nedeni ise çat çut kayalardan atlayarak suya daldı. Yazının ekinde bir video ekledim ?). Başka bir alternatif, Kuşadası’ndan Dilek Yarımadasına günübirlik tekne turları var ama bence en iyi alternatif karadan gitmeniz. Tekneler karaya indirmeden koylarında yüzme molası veriyor benden söylemesi.  Dilek Yarımadasına girişte ufak bir ücret alınıyor. Baştan söyleyeyim milli park olduğu için içeride konaklama yapacağınız herhangi bir tesis bulunmuyor.

Yarımada farklı güzellikteki koyları ile ünlü. Koyların hepsinin denizi berrak ve masmavi. Resmen içinde yüzen balıkları görebiliyorsunuz. Şimdi bu koylar hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Dilek yarımadasında 4 adet koy var. Yarımadaya gelen ziyaretçiler kendileri için en uygun koyda denizin tadını çıkarıyor. Bu koyların adı, İçmeler Koyu, Aydınlık Koyu, Kavaklıburun Koyu ve Karasu Koyu.

Buranın yerel halkı en çok Karasu Koyunu seviyor. Bizim de en çok keyif aldığımız koylardan biriydi bu koy. Çakıl taşı plajı, berrak suyu harikaydı. Deniz sığ değil çabuk derinleşiyor. Çocuklar ve yüzme bilmeyenler için çok uygun olmayabilir. Denizin içi iri çakıl olduğu için deniz ayakkabısı kullanırsanız daha rahat edersiniz. Denizin arkası harika bir orman. Oturup yemek yiyebileceğiniz ve piknik yapabileceğiniz tahta masalar var(Ateş yakmak yasak). Tabi ki biz evcil domuzların olduğunu duyunca, başladık beklemeye ne gelen var ne giden☹. Sorduk, soruşturduk bize verilen bilgi ‘bir domuz ailesi var, genelde kavaklıburun ve kanyonun orada takılırlar’bu sözü duyunca hemen harekete geçtik. Kavaklıburun Koyuna geldik ‘eee burada da yoklar’dememize kalmadı arkamızda bir koşuşturma, kapı gıcırtısına benzeyen sesler derken domuz ailesi karşımızda? Yan tarafımızdaki bir aile denize girmişti. Yiyecekler, açıkta olduğu için yavru domuzların hücumuna uğradı. Bizimde yanımızda kruvasanlarımız vardı hepsini verdik bir yediler afiyetle. Tatlı seviyorlar demek ki ?(Not: Gözlemlerimize dayanarak bizce, yemek ayırt etmiyorlar, ekmek, karpuz, börek Allah ne verdiyse?) Sonra kanyona inelim dedik, kanyonda Domuzlar yolu kapatmış ama bunlar abi olanlarından, kocamanlar bağrış çığrış sonuç kanyona inemedik. Medyadan kaçışımızı izleyebilirsiniz? Evcilleşmişler aslında sorun yok ama neticede birazcık ürpertici?

Dilek Yarımadasının doğal güzellikleri arasında botanik parkta yer alıyor. Bu parkı da kuş cıvıltıları eşliğinde gezmeye başladık. Sonra eşim sağ olsun fazla meraklı ve maceracıdır?. ‘Aaa buradan aşağı iniliyor’ deyince kendimizi aşağıda başka bir koyda bulduk. Ama inerken uçurum gibi yüksek bir yer hayal edin, çamur içinde kaldık. Kocacağımın parmak arası terliği de koptu? Tabi ki sorun yok denizde iyice yıkandık. Bu küçük tatlı koya inenler salıncak bile kurmuşlar hatta turistler bizden önce davranmışlardı. Konumda Kalamaki Koyu olarak geçiyor. Gizli bir koy cesareti olanlar inmeli ve yüzmeli. İnstagramlık harika pozlar çekebilirsiniz. Biz çektik siz de çekin? Yarımadadan dönüş yolunda birçok seyir terası var burada inip mutlaka manzarayı izlemenizi tavsiye ederim.

Özetle buraya tekrar gelmek isterim. Demirbilek ailesi olarak bizden tam not aldı. Güzel ve eğlenceli anılar biriktirmek isteyen herkes buraya bekleniyor.

Bir sonraki yazımız da görüşmek üzere,

Herkese Keyifli anlar ve anılar biriktirmesi dileğiyle.

@Demirbilek_Family