EN EKONOMİK ÇEŞME-ALAÇATI TATİLİNE HAZIR MISIN?

EN EKONOMİK ÇEŞME-ALAÇATI TATİLİNE HAZIR MISIN?

Çoğumuz yazları 5 yıldızlı otellerde konaklamayı severiz. Swim-up odamızdan havuza girmeyi, elimizde kokteyl ile fotoğraf çekmeyi ve açık büfelerde olabildiğince yemek yemeği kim sevmez ki. Eğer yılda bir kere tatile çıkma imkanınız oluyorsa bu çok mantıklı. Peki sürekli seyahat etmek istiyor ama çok para harcamak istemiyorsanız işte bu yazı tam size göre. Bir sonraki yazım için söz veriyorum pahalı ama harika bir tatilden bahsedeceğim. Ama bu yazıda hepsini unutuyoruz. Türkiye’ nin en pahalı yerine en ekonomik şekilde gidiyoruz. Sizin için 3 gece 4 günlük çok ucuza getirdiğimiz Çeşme-Alaçatı gezimizden bahsetmek istiyorum.

Kuşadası’ndaki tatilimizi tamamladıktan sonra Çeşmenin Koylarını, Alaçatı’nın güzelliklerini keşfetmek istiyorduk. Dolayısıyla ailenin ekonomisti olarak araştırmaya başladım. Tatil planlarını hep ben yaparım, Arge gibi çalışırım?

Alaçatı’da konaklamak istiyoruz ancak fiyatlar oldukça yüksek, özellikle Temmuz ve Ağustos mevsiminde. Bu sebeple fiyatların bir tık daha düştüğü Eylül ayını tercih ettik. Herkesin çok bilmediği sezonun kapandığını sandığı bu ayda Çeşme aslında yıkılıyor. Denizleri daha sıcak, sokakları da hala kalabalık. İlk ekonomimizi Eylül ayını tercih etmekle yapmış olduk. Gelelim konaklama işini çözmeye. Eğer Alaçatı’nın merkezinde tarihi taş konaklarda konaklamak istiyorsanız 2 kişi için gecelik en az 370-450 tl’ yi gözden çıkarmalısınız. Oysaki ben 3 gece 4 gün konaklamaya 2 kişi toplam 420 tl’ ye bir otel buldum? Otelin adını buradan yazmıyorum merak edenler İnstagram hesabımdan ulaşabilirler. Üstelik otelin havuzu var ve kahvaltı dahil? Önceliğimiz temizlikti tabi ki. Otel Alaçatı’nın eğlence mekanlarına 5 dakikalık bir mesafedeydi. Bu kadar ucuz olmasının tabi ki bazı nedenleri var bunlara hazırlıklı olun? Odalar fazlasıyla eskiydi ve hafif rutubette kokuyordu. Bu Türkiye’yi karış karış gezmek isteyen bir aile için çok mühim bir mesele değil? Otelde yaklaşık 9 tane kedi vardı? Otelin havuzundan su içerken yakaladık birkaç kere kerataları?Bu durum hayvansever bir aile için büyütülecek bir mesele değildi. Otelde bir talebiniz olursa yetkili kişiyi bulmak da zor, bulduğunuzda da, çözülene kadar zaten tatiliniz bitmiş olur? Ama kocaman bir artısı da var odamız temizdi? Yatağın, çarşafların, banyonun temizliği benim için ilk sırada gelen bir konu. İki fıs fıs odadaki rutubete veda. Kedileri zaten seviyoruz bizce sıkıntı yok?Yatmadan yatmaya kullanacaktık neticede. Kahvaltıyı otelde yaptık. Kahvaltı gayet güzeldi. Tabaklar, fincanlar hijyen koşullarına uygun. Kahvaltı çeşitide bizce yeterliydi. Peki ya öğlen yemekleri? Şimdi sırt çantanızı alıyorsunuz istikamet civar marketleri. Kruvasan, çiğ köfte, çips ve su ile doldurduğumuz mis gibi bir öğlen yemeğimizde vardı çok şükür. Kaliteli parfümlerimizi sıkıp, ünlü markaların %70 indiriminden kapattığımız kıyafetlerimizi giyip keşfe çıktık. Sonuçta kimse nerde kaldığımızı bilmiyor değil mi? Şimdi size gençliğin kalbinin attığı, ortam yapılan beachlerden bahsedeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Halk plajlarında yüzüyoruz, ağaç altlarında güneşleniyoruz. Sessiz sakin o koyların tadını çıkarıyoruz. Arabanın arkasına şemsiyeni ve sandalyeni attıysan eğer her yer sana beach? Peki konaklama, öğlen yemeği, ücretsiz denize girmeyi de hallettiğimize göre sırada akşam yemeğini düşünme vakti. Alaçati’ da içkili bir restauranta oturmak 2 kişi için en az 300-400 TL arasında.  Ama ben size iki kişi 30 tl ye nasıl doyacağınızdan bahsedeceğim? İzmir’in neyi meşhur tabi ki Kumrusu. Alaçatı’da tam girişte meşhur bir Kumrucu var. Kumru menüsü kişi başı 15 tl. Menünün içeriğinde Kumru+içecek+cips var. Kumrusu fena değil daha iyilerini yemiştik ama işinizi görür. Gerisi size kalmış dondurmalar, kahveler, muhallebiler, reçeller, kurabiyeler, turşu suları sınırsız aburcuburlar bütçenize göre sizi bekliyor. (Not; İstanbul’da topu 3 tl olan dondurmanın Alaçatı’da topunun 9 tl olmasını da esefle kınıyorum? Dondurma sever biri olduğum için aynı dondurmayı hem İstanbul’da, hem de Bursa’da çok ucuza yediğimi ve test ettiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim) Hediyelik eşyalarda çok pahalı ama girişte bir iki dükkan var. Fiyatları diğer dükkanlara göre gayet uygun. Yel değirmenleri, magnet ve kolyelerin fiyatları gayet uygundu. Sevdiklerinize hediye almak isterseniz bu dükkanları tercih edebilirsiniz.

Alaçatı sokaklarının güzelliğine hayran olmamak mümkün değil. O begonvillerle süslü cumbalı tarihi taş evler arasında dolaşmak masal gibi. Arnavut kaldırımlar, rengarenk boyanmış panjurlarla tam bir fotoğraf tutkunlarının uğrak mekanı? Bu eski Rum Evlerinin inşasının 1800’ lü yıllara dayandığı söylenmektedir.

Şimdi size en keyif aldığımız Çeşme Koylardan ve plajlardan bahsetmek istiyorum.

ILICA PLAJI

Ilıca plajı, özellikle yerel halkın ve tatilcilerin en sevdiği plajlar arasında yerini alıyor. Deniz, sıcak sularla beslendiği için adı gibi ılık. Hafif dalgalı, berrak ve masmavi. Aslında çocuklar ve yüzmeyi pek bilmeyenler için çok ideal çünkü çabuk derinleşmiyor. Denizin içi sığ ve ince kum. Dışarısı rüzgarlı olduğunda bile denizin içi o kadar ılık ki insanın denizden çıkası gelmiyor. Kumsaldan ücretsiz bir şekilde yararlanabiliyorsunuz. Plajında şezlong ve şemsiye kiralamak isterseniz iki kişi için 50 tl’yi gözden çıkarmalısınız.

DELİKLİ KOY

Çeşme Ovacık mahallesinde yer alan Delikli koy, eşimin en çok sevdiği koylardan birisi haline geldi. Çünkü hiçbir tesis yok tam anlamıyla el değmemiş bir yer. Denizin ortasında büyük bir kaya var. Kayanın içerisinde yüzerek geçebiliyorsunuz. Doğal bir güzelliğe sahip bu koy, bembeyaz bir görüntü ile sizi karşılıyor. Denizi diğer koylara göre soğuk. Etrafındaki kayanın üzerine çıkarak harika bir manzaraya tanıklık ediyorsunuz. Delikli koy, son birkaç yıl içinde sosyal medyanın da etkisiyle meşhur bir koy haline geldi. Havlunuzu serin, denizin tadını çıkarın. Kuş bakışı harika fotoğraflar elde edebileceğiniz manzaranın keyfini sürün derim. Etrafında kamp yapan insanlarda vardı ancak wc, duş vs bulunmadığını tekrar hatırlatmak isterim.

PIRLANTA KOYU

Gelelim benim favori koylarımdan birine. Çeşmenin merkezine 9-10 km mesafede Çiftlikköyde yer alıyor. Bugüne kadar Türkiye’nin birçok noktasında denize girmiş biri olarak benimde ilk 10 listemde kesinlikle yerini aldığını söylemek isterim. Tamamıyla bir doğa harikası. Şemsiyeye bile gerek yok. Denizin arkası ağaçlarla kaplı bir mesire yeri. Size en uygun bir ağaç altını bulun, havlunuzu serin, en sevdiğiniz şarkıları açın, yanınızda da en sevdikleriniz varsa bu iş tamam. İşte en büyük mutluluk o anlar. Girişte herhangi bir ücret yok. Havlunuzu serdikten sonra kum plajdan yürüyerek doğru denize. Deniz adı gibi pırlanta ışıltısında. Çünkü çok berrak ve sırf kum. Açık mavi görüntüsüyle harika. Çocuklar ve yüzme bilmeyenler için de ideal bir koy. Denizi sığ ve kolay kolay derinleşmiyor. Suyu gayet güzel ve ılık.

ALTINKUM PLAJI

Çeşmenin güneyinde bulunan Altınkum plajına, Çeşme merkezden sadece 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Adını aldığı kumlar sapsarı ve güneş vurduğunda ışıl ışıl bir görüntü alıyor. Bu koyun bence en güzel yanı, aşırı berrak ve içinde harika balıklar olması. Yüzerken bir balık sürüsünün peşine takılabilirsiniz. Şnorkel ile dalış yapılması şiddetle tavsiye edilir. Plajın ücretsiz bölümü var, havlunuzla şemsiyenizle gelebilirsiniz. Aynı zamanda aynı yerde beachleri de var. Harika localarıyla çok keyifli zaman geçirebileceğiniz bir plaj.

Genel olarak Çeşme’ nin bu altın değerindeki koylarını çok beğendik. Size de bu yaz tatil rotanıza mutlaka bu koyları eklemenizi tavsiye ederiz.

Bir sonraki yazımız da görüşmek üzere,

Herkese Keyifli anlar ve anılar biriktirmesi dileğiyle.

@Demirbilek_Family