16/10/2024
  1. Anasayfa
  2. Ege Bölgesi
  3. Kütahya'da Gezilecek Yerler I Osmanlı İmparatorluğu'ndan Günümüze: Kütahya'nın Tarihi Yolculuğu

Kütahya'da Gezilecek Yerler I Osmanlı İmparatorluğu'ndan Günümüze: Kütahya'nın Tarihi Yolculuğu

Kütahya'nın dünya çapında ünlü seyahat yazarlarından biri olan Evliya Çelebi'nin memleketi olduğunu biliyor muydunuz? Kütahya, porselenleri, çinileri, doğal güzellikleri, tarihi izleri, kültürel hazineleri ve kaplıcalarıyla büyüleyici bir destinasyon.

Kütahya'nın bilinen tarihi Hititler'e kadar uzanır. Şehir, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu nedenle zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Doğu Roma İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Germiyanoğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu gibi farklı uygarlıklar Kütahya'nın tarihinde iz bırakmıştır. Ayrıca, Germiyanoğulları Beyliği'nin başkenti olan Kütahya, Türk ve dünya tarihinde önemli bir rol oynar ve büyük zaferlerin kazanıldığı bir yer olarak öne çıkar.

Kütahya ayrıca doğal güzellikleriyle de büyüler. Eskişehir, Kütahya ve Afyon arasındaki Frig Vadisi, özel ağaç türlerini barındıran Domaniç Ormanları'na ve termal turizm açısından önemli olan kaplıcalara ev sahipliği yapar. Şehir, ünlü Kütahya çinileri, seramikleri ve porselenleri ile tanınır. Bu geleneksel el sanatları hala canlıdır, ve Kütahya ziyaretinizden hatıra olarak çini veya seramik hediyelikler alabilirsiniz.

Kütahya, her toprak parçasında yüzlerce hikaye barındıran tarihi ve kültürel zenginliğiyle büyüleyici bir şehirdir. Şehrin adı ilk olarak "Saramorum" olarak kuruldu ve seramik kenti anlamına geliyordu. Zamanla Frigler döneminde "Kotiaeion" olarak değiştirildi ve Selçuklu Türkleri şehri fethedip Kütahiye adını verdi. Bu isim, zamanla günümüzdeki "Kütahya" halini aldı.

Doğal Güzellikler, Park ve Bahçeler

1-     Domaniç Ormanları

Domaniç Ormanları

Domaniç Ormanları, dünyada sadece bu bölgede bulunan endemik ağaç türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu özgün ağaç türleri, ormanın biyolojik çeşitliliğini ve ekolojik değerini artırmaktadır.

Tarihi Önem: Orman, Anadolu Selçuklu Uç Beyi olan Ertuğrul Gazi'nin yaz aylarını geçirdiği bir yer olarak tarihi bir öneme sahiptir. Bu nedenle Domaniç Ormanları, kültürel ve tarihî bir mirasa ev sahipliği yapmaktadır.

Tabiat Güzelliği: Doğal güzelliklere sahip olan Domaniç Ormanları, asırlık ağaçları, zengin bitki örtüsü ve benzersiz manzaralarıyla ziyaretçilere görsel bir şölen sunmaktadır. Bu özellikleriyle orman, doğa severler için cazip bir destinasyon olma özelliği taşımaktadır.

Aktiviteler: Orman, sadece doğa yürüyüşleri için değil aynı zamanda piknik, kamp gibi aktiviteler için de uygun bir ortam sunar. Ziyaretçiler, yeşillikler arasında huzurlu bir vakit geçirebilir ve eşsiz doğal atmosferin tadını çıkarabilirler.

Domaniç Ormanları, hem biyolojik çeşitliliği hem de tarihi geçmişi ile zengin bir doğal alan olarak ön plana çıkmaktadır. Bu ormanlar, doğal güzellikleri ve tarihî atmosferiyle Kütahya bölgesinin önemli turistik noktalarından biridir.

2-     Çamlıca Tabiat Parkı

Çamlıca Tabiat Parkı

  Çamlıca Tabiat Parkı, doğal güzellikleri, bungalov evleri ve piknik alanlarıyla ziyaretçilere çeşitli olanaklar sunan bir destinasyondur.

Bungalov Evler: Ahşap malzeme kullanılarak inşa edilen bungalov evler, konforlu bir yaşam alanına sahiptir. İki yatak odası, mutfak, banyo ve tuvalet gibi temel olanakları içermektedir. Doğanın içinde huzurlu bir konaklama deneyimi sunar.

Piknik Alanları: Park, çeşitli oturma alanları, kameriyeler ve manzara seyir noktalarıyla donatılmış geniş piknik alanları sunar. Ziyaretçiler, açık havada dinlenip piknik yapabilirler.

Restoran: Çamlıca Tabiat Parkı'na özel bir restoran bulunmaktadır. Ziyaretçiler, restoranda çeşitli lezzetleri tatma imkanına sahiptirler.

Doğa Yürüyüşü ve Koşu Parkuru: Park içinde doğa yürüyüşü ve koşu için özel parkurlar bulunmaktadır. Bu parkurlar, spor yapmak ve doğayla iç içe olmak isteyenler için idealdir.

Ateş Yakma ve Barbekü Alanları: Parkta, ziyaretçilerin keyifli bir vakit geçirebilmeleri için ateş yakma ve mangal/barbekü yapma alanları bulunmaktadır.

Mescit: Park içinde ibadet ihtiyacını karşılamak için bir mescit bulunmaktadır.

Çeşme: Ziyaretçilerin su ihtiyacını karşılamak için çeşmeler mevcuttur.

3-     Mızık Çamı

Mızık Çamı

  Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin bebeklik beşiğinin kurulduğu yer olarak bilinen Mızık Çamı, tarih boyunca önemli bir simge haline gelmiştir. Bu çam, Osman Gazi'nin hayatının erken dönemlerine dair tarihi bir iz bırakmaktadır.

Fiziksel Özellikleri: Mızık Çamı'nın boyu 11 metre olarak ölçülmüş, çevresi ise 4.70 metre olarak belirlenmiştir. Ayrıca, çamın yaklaşık 740 yaşında olduğu tespit edilmiştir. Bu özellikler, çamın büyüklüğü ve yaşının uzunluğuyla dikkat çektiğini göstermektedir.

Anıt Ağaç Olarak Tescil Edilmesi: Mızık Çamı, 15 Temmuz 1988 tarihinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından anıt ağaç olarak tescil edilmiştir. Bu tescil, çamın doğal ve kültürel değerini koruma altına almayı amaçlamaktadır.

Yıkılma Durumu: Ne yazık ki, Mızık Çamı 1980 yılında doğal etkenler sonucu yıkılmıştır. Ancak, tescil edilmiş bir anıt ağaç olarak, hala önemli bir tarihi ve kültürel mirası temsil etmektedir.

4-     Kütahya Şehitler Anıtı ve Parkı

Kütahya Şehitler Anıtı ve Parkı

Kütahya Şehitler Anıtı ve Parkı, 65 bin metrekarelik bir alana yayılmıştır. Bu geniş alan içinde şehitlerimizin anısına yapılmış bir anıt ve çevresinde bir park bulunmaktadır.

Anıtın Yapısı: Anıtın ana kaidesi, geleneksel Türk mimarisi tarzında inşa edilmiş olup, 15 metre yüksekliğindedir. Ana kaidenin sağ ve sol taraflarında, Türkiye'nin 81 ilini temsil eden sütunlar bulunmaktadır. Her bir sütun üzerinde temsil edilen ilin adı yazılıdır.

Açılış Tarihi: Kütahya Şehitler Anıtı ve Parkı, 14 Ağustos 2003 tarihinde ziyarete açılmıştır. Bu tarih, anıt parkın halkın ziyaretine sunulduğu önemli bir dönemi işaret eder.

Amacı ve Anlamı: Bu anıt park, vatan için şehadet şerbetini içerek hayatını kaybeden tüm şehitlerimiz ile yaşayan gazilerimizin anısına yapılmıştır. Anıt ve park, bu kahramanların fedakarlıklarını ve ülkenin dört bir yanından gelen kahramanların temsilini yansıtmaktadır.

5-     Vakıf Çamlığı Tabiatı Koruma Alanı

Vakıf Çamlığı Tabiatı Koruma Alanı

Vakıf Çamlığı Tabiatı Koruma Alanı, 685 hektarlık bir alanı kapsar. Bu geniş alan içinde doğal çamlar ve diğer bitki örtüsü bulunmaktadır.

Çam Türleri: Bu koruma alanı, özellikle ehrami karaçam ve ebe çamı olmak üzere, dünya üzerinde eşsiz ve nesli tükenmeye maruz karaçam varyetelerini barındırmaktadır. Ebe çamı, yalnızca Türkiye'ye özgü bir çam türüdür.

Ekosistem Zenginliği: Vakıf Çamlığı, karaçam ve ebe çamının yanı sıra ardıç, saçlı meşe, titrek kavak, söğüt, ve ıhlamur gibi bitki türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu özellikle çeşitlilik açısından zengin bir ekosistem sunar.

Hayvan Türleri: Koruma alanında tilki, porsuk, domuz, tavşan, keklik ve bıldırcın gibi başlıca hayvan türleri bulunmaktadır. Bu, bölgenin hem bitki örtüsü hem de hayvan yaşamı açısından çeşitli olduğunu gösterir.

6-     Simav Peri Bacaları

Simav Peri Bacaları

Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı Yeniköy'deki Peri Bacaları, bölgenin doğal güzellikleri arasında yer alır ve ziyaretçilere muhteşem bir manzara sunar. Peri Bacaları, Kütahya il merkezine 170 kilometre uzaklıkta, Simav ilçesine bağlı Yeniköy'de yer almaktadır.

Doğal Oluşum: Peri bacaları, erozyonun etkisiyle zaman içinde oluşan doğal kaya oluşumlarıdır. Bu benzersiz oluşumlar, kumtaşı ve benzeri yumuşak kayaların rüzgar ve yağmur gibi doğal etkenlerle aşınması sonucu ortaya çıkar.

Ücretsiz Ziyaret: Yeniköy Peri Bacaları'nı ziyaret etmek ücretsizdir, bu nedenle doğa severler ve gezginler için cazip bir destinasyondur.

Manzara: Peri bacalarının bulunduğu alan, etkileyici bir manzaraya sahiptir. Doğal oluşumlar, çevreleyen doğa ile birleşerek muazzam bir görüntü oluşturur.

Aktiviteler: Ziyaretçiler, Peri Bacaları çevresinde doğa yürüyüşleri yapabilir, fotoğraf çekebilir ve bölgenin eşsiz atmosferinin tadını çıkarabilirler.

7-     Enne Barajı Tabiat Parkı

Enne Barajı Tabiat Parkı

Enne Barajı Tabiat Parkı, Kütahya'nın doğal güzelliklerinden biri gibi görünüyor. Tabiat Parkı içerisinde birçok aktivite ve doğa ile iç içe vakit geçirme imkanı sunuyor. İşte bu tabiat parkıyla ilgili bazı detaylar:

Aktiviteler: Enne Barajı Tabiat Parkı, piknik, kamp, günübirlik gezi, trekking gibi çeşitli doğa aktivitelerine olanak tanımaktadır. Ayrıca, kır evi konaklaması yapma şansı da bulunmaktadır.

Bitki Çeşitliliği: Park içerisinde bulunan ormanlık alanda birçok bitki türü mevcuttur. Meşe, ahlat, karaçam, yabani erik, yaban gülü, sedir, kekik ve servi gibi doğal öğeler parkın güzelliklerini oluşturmaktadır.

Hayvan Popülasyonu: Tabiat Parkı, zengin bir hayvan popülasyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Yaban tavşanı, büyük akbalıkçıl, kirpi, karabatak, yaban domuzu, orman ağaçkakanı, tilki, kumru, tarla kertenkelesi, tahtalı, yarı sucul yılan, üveyik, yaygın tosbağa ve ağaç kurbağası gibi birçok farklı tür burada yaşamaktadır.

Ulaşım: Kütahya şehir merkezine oldukça yakın bir konumda bulunan Enne Barajı Tabiat Parkı'na kendi aracınızla veya araç kiralama seçeneği ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Toplu taşıma araçlarıyla ulaşım mümkün değildir.

Ulaşım Rotası: Kütahya şehir merkezinden Bölücek, Şair Şeyhi Dumlupınar, Kirazpınar, Civli güzergahını kullanabilir veya alternatif olarak Şehit Şekip Erdem Caddesi üzerinden Güvecçi, Demirciören, Civli güzergahını tercih ederek parka ulaşım sağlayabilirsiniz.

8-     Kaşalıç Tabiatı Koruma Alanı

 Kaşalıç Tabiatı Koruma Alanı

Kaşalıç Tabiatı Koruma Alanı, İç Ege Bölgesi'nde yer alır ve çevresi step ekosistemi ile çevrilmiştir. Büyük ölçüde Karadeniz orman ekosisteminin özelliklerini taşır.

Bitki Örtüsü: Kayın-karaçam ormanları, alanın ana bitki örtüsünü oluşturur. Bu ormanlar, optimum yayılış alanlarının doğal özelliklerini korur. Ayrıca, meşe, titrek kavak, ahlat, armut, eğrelti sarmaşığı, sırım bağ, böğürtlen, öksürük otu, ısırgan, çiğdem, ayı üzümü, yüksük otu, papaz külahı, yabani çilek, noel gülü gibi birçok bitki türü de bulunmaktadır.

Hayvan Popülasyonu: Koruma alanında çeşitli hayvan türleri yaşamaktadır. Ayı, yaban domuzu, geyik, tilki, tavşan, porsuk ve kirpi gibi hayvanlar bölgede gözlemlenebilen başlıca türlerdir.

Kaşalıç Tabiatı Koruma Alanı, doğal güzellikleri, zengin bitki örtüsü ve çeşitli hayvan türleri ile dikkat çekiyor gibi görünüyor. Bu alan, doğa severler ve biyoçeşitlilik meraklıları için keşfedilecek güzel bir nokta olabilir.

9-     Ezop Masal Adası Şehzadeler Parkı

Ezop Masal Adası Şehzadeler Parkı

Ezop Masal Adası Şehzadeler Parkı, masal kahramanlarının figürlerine ev sahipliği yaparak çocukların ilgisini çeken ve ailelerin tercih ettiği bir rekreasyon alanıdır.

Konsept: Parkın temel konsepti, masal kahramanlarının figürlerini içermektedir. Bu, parkın özellikle çocuklara yönelik tasarlandığını ve masalsı bir atmosfer sunduğunu göstermektedir.

Arazi ve Tasarım: Geniş bir arazi üzerine kurulan park, renkli bir ambiyansa sahiptir. Bu, ziyaretçilere görsel olarak çekici bir deneyim sunmayı amaçlamaktadır. Parkın tasarımı, masal kahramanlarını çocukların ilgisini çekecek şekilde düzenlemeye odaklanmış gibi görünmektedir.

Ziyaretçi Profili: Parkın ağırlıklı olarak çocuklu aileler tarafından tercih edildiği belirtilmiştir. Bu, parkın çocuklar için eğlenceli ve öğretici bir ortam sunma amacını güttüğünü göstermektedir.

10-  Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi

Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi

Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi, Kütahya'nın Gediz ilçesinde konumlanan bir kış turizmi destinasyonudur.

Konum: Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi, Gediz ilçesinde bulunmaktadır. Ayrıca, Ege Bölgesi'nin en yüksek dağı olan Murat Dağı'nın eteklerine kurulmuştur.

Olanaklar: Kayak merkezi, teras kafe, restoran ve hamamlar gibi çeşitli olanaklar sunmaktadır. Ayrıca, Dokuzçam Yaylası, Gökoluk Yaylası, Yeni Yayla ve Kıcıroğlu Yaylası gibi çevresindeki yaylalara da ev sahipliği yapmaktadır.

Aktiviteler: Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi'nde kayak yapmanın yanı sıra yamaç paraşütü, bisiklet turları ve doğa yürüyüşleri gibi çeşitli aktiviteler de bulunmaktadır. Bu, ziyaretçilere farklı etkinlikler deneme fırsatı sunar.

Konaklama: Merkezde konaklama imkanları arasında ahşap evler bulunmaktadır. Ayrıca, dilerseniz kamp yapma olanağı da sunulmaktadır.

Gediz Murat Dağı Termal Kayak Merkezi, kış sporlarıyla ilgilenenler ve doğa severler için çeşitli aktiviteler sunan geniş bir tesistir. Aynı zamanda termal olanakları ve doğal güzellikleriyle de dikkat çekmektedir.

Tarihi Yerler ve Müzeler

1-     Frigya Vadisi

 Frigya Vadisi

Frig Vadisi, Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir üçgeninde bulunmaktadır. Merkeze 7 kilometre uzaklıktaki Yeni Bosna Köyü'nden başlayıp, Kütahya’ya 54 kilometre uzaklıktaki Ovacık Köyü'ne kadar uzanmaktadır.

Tarihî İzler: Frig Vadisi, M.Ö. 900-600 yılları arasında Frigler tarafından iskan edilmiştir. Friglerin bölgede yaşadığı döneme ait çeşitli yapılar, tapınaklar, sunaklar ve kaya mezarları bu alanda bulunmaktadır. Ayrıca Roma ve Bizanslılar da bölgeye yerleşmiş ve kiliseler, şapeller inşa etmiştir.

Doğal Güzellikler: Türkmen Dağı'nın eteğinde yer alan Frig yaylaları, eski bir yanardağ olan Türkmen Dağı'nın tüfleriyle örtülüdür. Bu bölgede çeşitli mağaralar ve doğal kaleler bulunmaktadır. Bölge, çam ormanları ve benzersiz kaya oluşumları ile kaplıdır.

Mimari ve Sanat: Frigler, volkan tüfünü işleyerek çeşitli amaçlar için kullanmışlardır. Açık hava tapınakları, sunaklar, kaya mezarları gibi yapılar bu döneme ait mimari örneklerdir. Ayrıca kiliselerde, kök boyalı haçlar, meander motifleri, yazı ve fresk izleri görülebilmektedir.

Kültürel Etkileşim: Frigler, Hint-Avrupa kökenli olmalarına rağmen kısa sürede Anadolulu bir kültür oluşturmuşlardır. Maden işçiliği, dokumacılık, mobilya ve kilim sanatı gibi alanlarda ürettikleri eserler, dönemin diğer uygarlıkları üzerinde etkili olmuştur.

2-     Aizanoi Antik Kenti

Aizanoi Antik Kenti

  Aizanoi Antik Kenti, Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde konumlanmış olan önemli bir Roma dönemi antik kentidir. İşte Aizanoi Antik Kenti ile ilgili bazı detaylar:

Konum: Aizanoi Antik Kenti, Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde yer almaktadır. Kütahya şehir merkezine yaklaşık 60 km uzaklıktadır.

Tarih: Aizanoi'nin tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Roma Dönemi'nde önemli bir antik kent olarak kabul edilmiştir. Aizanoi, "İkinci Efes" olarak da anılmaktadır.

Önemli Yapılar:

Zeus Tapınağı: Aizanoi Antik Kenti'ndeki en önemli yapılarından biri olan Zeus Tapınağı, yapısını koruyarak günümüze ulaşmış ve ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Tiyatro Kompleksi: Antik kentteki tiyatro kompleksi, ziyaretçilere Roma döneminin mimari özelliklerini keşfetme fırsatı sunar.

Aizanoi Macellumu: Aizanoi Antik Kenti'nde bulunan macellum, dünyanın bilinen ilk borsalarından biri olarak tarihe geçmiştir. MS 2. yüzyıla kadar uzandığı bilinmektedir.

Stadyum: Antik kentteki stadyum da ziyaretçilerin görebileceği önemli yapılar arasındadır.

Aizanoi Antik Kenti, tarihî önemi ve iyi korunmuş yapılarıyla ziyaretçilerini cezbetmektedir. Zeus Tapınağı'nın özellikle dikkat çeken bir yapısı olması, antik kenti daha da ilgi çekici kılmaktadır.

3-     Kütahya Kalesi

 Kütahya Kalesi

 Kütahya Kalesi, Kütahya şehir merkezinde yer alan ve antik çağlardan günümüze uzanan tarihi bir yapıdır.  Kütahya Kalesi'nin yapımına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, antik çağlardan kalma olduğu düşünülmektedir. Kale, Bizanslılar tarafından inşa edilmiş olabilir ve daha sonra Selçuklular ve Osmanlılar tarafından eklemeler yapılmış olabilir.

Yapı: Kütahya Kalesi, üç ayrı bölümden oluşmaktadır. Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde yapılan eklemelerle günümüze ulaşmıştır.

İçerik: Kütahya Kalesi'nin içinde iki çeşme ve iki farklı mescit bulunmaktadır. Ayrıca, Evliya Çelebi'nin Seyahatname eserinde bahsedildiğine göre kalede toplam 70 burç bulunmaktadır.

Evliya Çelebi: Seyyah Evliya Çelebi, eserinde Kütahya Kalesi'ni de ziyaret etmiş ve kale hakkında bilgiler vermiştir.

Kütahya Kalesi, şehrin simgelerinden biri olup tarihî dokusu ve mimari yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ancak kesin yapım tarihi ve ilk inşa eden medeniyet hakkında net bilgiler bulunmamaktadır.

4-     Kütahya Saat Kulesi

Kütahya Saat Kulesi

Kütahya Saat Kulesi, şehrin sembol yapılarından biri olarak öne çıkan tarihi bir eserdir.

Mimari Yapı: Kütahya Saat Kulesi, iki katlı bir mimariye sahiptir. Kesme taş işçiliğiyle yapılmış olup, Osmanlı mimarisinin estetik özelliklerini yansıtmaktadır.

İnşa Tarihi: Saat kulesi, 18. yüzyılda Osmanlı Dönemi'nde Kütahya valiliği yapan Fuat Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Bu nedenle tarihi, 18. yüzyılın ortalarına veya sonlarına dayanmaktadır.

Sembolik Önem: Kütahya Saat Kulesi, şehirle özdeşleşmiş ve Kütahya'nın sembollerinden biri haline gelmiştir. Ziyaretçiler ve turistler tarafından sıkça görülen ve fotoğraflanan bir noktadır.

Kütahya Saat Kulesi, şehrin tarihî dokusunu yansıtan önemli bir yapıdır ve ziyaretçiler için ilgi çekici bir turistik noktadır.

5-     Tarihi Kütahya Evleri ve Germiyan Konakları

Tarihi Kütahya Evleri ve Germiyan Konakları

Kütahya evleri, 19. yüzyıl sivil mimarlık örnekleri arasında yer alır ve Anadolu'nun ahşap mimari özelliklerini taşıyan önemli eserlerdir. Bu evler, özgün iki ve üç katlı mimarileri, ahşap payandalı çıkmaları, özgün pencere düzeni ve geniş saçakları ile dikkat çeker. Ayrıca, eski konak kültürünün güzel birer örneğini temsil ederler.

Kütahya evlerinin bazı özellikleri şunlardır:

Kat Düzeni: Giriş katları, mutfak, kiler, depo ve tarım araçları için taşlık gibi işlevlerle kullanılmıştır. Oturma, yatma, yeme, içme ve yıkanma odaları ise üst katlara yerleştirilmiştir.

Giriş Kapıları: Giriş kapıları geniş yapılmıştır, böylece atların geçmesine olanak tanımıştır.

Pencereler: Pencereler genellikle az sayıda ve küçük ebatlıdır. Bu, evlerin dışarıya kapalı ve gizliliği koruyan bir yapıya sahip olduğunu gösterir.

Çıkma (Cumba): Mimari üslubun en önemli öğelerinden biri olan çıkma, evlerin dış görünümüne karakteristik bir özellik katar. Çıkmalar, sokak boyunca birbirine değercesine yapılmıştır.

Renk ve Kaplama: Kütahya evleri genellikle beyaz, kirli sarı, çivit mavisi veya aşı boyası renginde boyanmış ve geleneksel olarak geren (toprak) sıvalıdır.

Bu evler, Kütahya'nın tarihî ve kültürel mirasının bir parçasını oluşturarak, şehrin sokaklarında dolaşan ziyaretçilere benzersiz bir atmosfer sunar.

6-     Rüstem Paşa Medresesi ve El Sanatları Çarşısı

   Rüstem Paşa Medresesi ve El Sanatları Çarşısı

Rüstem Paşa Medresesi, Kütahya'nın tarihi ve kültürel mirasını yansıtan önemli eserlerden biridir. Bu medrese, Osmanlı İmparatorluğu'nun döneminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın Veziri-Azam'ı ve aynı zamanda damadı olan Rüstem Paşa tarafından 1550 yılında yaptırılmıştır. Ancak, 1930'lu yıllarda medrese yıkılmıştır.

Medresenin orijinal kitabesi, Kütahya Arkeoloji Müzesi'nde bulunmaktadır. Yapının giriş kapısı ve tespit edilebilen diğer kısımları, orijinaline uygun bir şekilde restore edilmiş ve medrese yeniden inşa edilmiştir. Bu restorasyon çalışmaları sayesinde Rüstem Paşa Medresesi, geçmişin izlerini koruyarak günümüze ulaşmıştır. Medrese, mimari güzellikleri ve tarihî önemi ile ziyaretçilerine geçmişe ait bir atmosfer sunmaktadır.

7-     Evliya Çelebi Kültür ve Sanat Evi

Evliya Çelebi Kültür ve Sanat Evi

Evliya Çelebi Kültür ve Sanat Evi, Kütahya'nın önemli kültürel ve tarihî mekanlarından biridir. Bu yer, dünyaca ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin doğduğu ev olarak bilinir ve onun adını yaşatmayı amaçlar. Evliya Çelebi Kültür ve Sanat Evi, Kütahya Belediyesi ve Kütahya Evliya Çelebi Kültür, Hizmet ve Tarihi Eserleri Onarma Derneği'nin destekleriyle faaliyetlerine devam etmektedir.

Bu kültür ve sanat evi, Evliya Çelebi'nin hayatına, eserlerine ve dönemine dair çeşitli bilgiler sunarak ziyaretçilere tarihî bir deneyim yaşatır. Ayrıca, yanında bulunan konak geleneksel el sanatlarının yaşatıldığı bir merkez olarak kullanılmaktadır. Bu sayede, Kütahya'nın kültürel mirasının korunması ve tanıtılması amacıyla önemli bir rol üstlenmektedir.

8-     Dumlupınar Şehitliği

 Dumlupınar Şehitliği

Dumlupınar Şehitliği, Kütahya'nın Dumlupınar ilçesinde bulunan ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde hayatını kaybeden kahramanları anmak amacıyla inşa edilmiş özel bir mekan olarak öne çıkmaktadır. Şehitlik, sembolik bir öneme sahip olup mimar Nejat Dinçel tarafından tasarlanmıştır.

Dumlupınar Şehitliği, üzerinde isimleri tespit edilen 500 asker ve 100 subayın mezar taşını içerir. Şehitlikte ayrıca namazgah ve şadırvan gibi dinî ve kültürel öğeler de bulunmaktadır. Kültür Bakanlığı tarafından 1992 yılında tamamlanan şehitlik, Büyük Taarruz'un 70. yıldönümü olan 30 Ağustos 1992 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Dumlupınar Şehitliği, Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak Anıtı, Milis Anıtı (Kurtuluş Savaşı Anıtı), Şehit Baba ve Oğul Anıtı ve Mehmetçik Anıtı gibi önemli anıtlara ev sahipliği yaparak ziyaretçilere tarihî ve duygusal bir deneyim sunmaktadır.

9-     Dumlupınar İlk Hedef Anıtı

Dumlupınar İlk Hedef Anıtı, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini atan, büyük zaferin simgelerinden biri olan Başkomutan Meydan Muharebesi'nin yaşandığı Dumlupınar bölgesine adanmış önemli bir anıttır. 26-30 Ağustos 1922 tarihlerinde gerçekleşen Başkomutan Meydan Muharebesi, Türk Ordularının büyük bir kahramanlık göstererek zafer elde ettiği bir dönüm noktasıdır.

Dumlupınar İlk Hedef Anıtı, bu tarihi zaferi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın emrini simgeliyor. Mustafa Kemal Paşa'nın "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdiği karargâhın yerinde bulunan anıt, 1964 yılında yapımına başlanmış ve 26 Ağustos 1972 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Anıt, Bronz Atatürk Heykeli, betonarme bir anıtsal yapı ve bronzdan yapılmış süvari birliklerini canlandıran rölyef içerir. Atatürk Heykeli'nin yüksekliği 4 metre, beton fon yüksekliği ise 12 metredir. Anıtın fonunda yıldırım şeritleri, Başkomutan Meydan Muharebesi'ni sembolize eder. Bu anıt, tarihi olayı canlı bir şekilde anmak ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine olan katkısını vurgulamak amacıyla inşa edilmiştir.

10-  Kütahya Çinili Camii

Kütahya Çinili Camii

Kütahya Çinili Camii, kent merkezinde konumlanan ve Orta Asya Türk mimarisinden izler taşıyan önemli bir yapıdır. Ressam ve neyzen Ahmet Yakupoğlu tarafından yaptırılan camii, mimari tarzı ve süslemeleriyle dikkat çeker. 1972 yılında inşa edilen cami, tek kubbeli bir yapıdır ve sekizgen görünümlü iki kattan oluşur.

Kütahya Çinili Camii'nin içi, özellikle kalem işi süslemelerle zenginleştirilmiştir. Caminin dışında ise özel üretim mavi renkli Kütahya çinileri kullanılarak yapıya estetik bir görünüm kazandırılmıştır. Bu çiniler, camiye özgü ve göz alıcı bir detay sunar. Caminin tasarımı ve iç dekorasyonuyla birlikte, Kütahya'nın kültürel mirasına önemli bir katkı sağlar. Ziyaretçiler, bu tarihi ve estetik açıdan zengin camiyi görmek için Kütahya'da bulunduklarında uğramayı tercih edebilirler.

11-  Yıldırım Beyazıt Ulu Camii

 Yıldırım Beyazıt Ulu Camii

Yıldırım Beyazıt Ulu Camii, Kütahya'nın en büyük ve görkemli camilerinden biri olarak bilinir. Kütahya merkezinde bulunan bu önemli dini yapı, Yıldırım Beyazıt tarafından 1381-1384 yılları arasında inşa edilmeye başlanmış ve 1401 yılında tamamlanmıştır. Yıldırım Beyazıt Dönemi'ne ait olan cami, mimari güzellikleriyle ve tarihi önemiyle dikkat çeker.

Yıldırım Beyazıt Ulu Camii, zaman içinde birkaç kez onarımdan geçmiş ve son halini II. Abdülhamid döneminde almıştır. Son onarımda kubbeli bir yapı haline getirilen cami, halk arasında "Yıldırım Beyazıt Camii" olarak da anılmaktadır. Cami, estetik mimarisi, tarihi atmosferi ve dini önemiyle Kütahya'nın önemli turistik ve kültürel mekanlarından biridir. Ziyaretçiler, şehri gezerken bu tarihi camiyi görmeyi tercih edebilirler.

12-  Dönenler Camii – Mevlevihane

Dönenler Camii – Mevlevihane, halk arasında Dönenler Camii olarak bilinen bir Mevlevi külliyesidir. Yapının tam inşa tarihi bilinmemekle birlikte, 1959 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Bu tarihten itibaren cami olarak kullanılmaktadır. Mevlevihane, sekizgen kasnaklı ve dörtgen planlı bir yapıya sahiptir. Mevlevi kültürünün önemli bir merkezi olan bu mekan, semahane olarak kullanılan bölümüyle dikkat çeker.

Mevlevihane içerisinde Hz. Ergun Çelebi ve yakınlarının yattığı bir türbe bulunmaktadır. Bu türbenin bulunduğu yapının daha önce Hezar Dinari Mescidi olduğu ve Selçuklu vezirlerinden İmadüddin Hezar Dinari'nin bu bölgede birçok cami inşa ettirdiği belirtilmektedir. Mevlevihane, mescid, semahane, dede hücreleri ve kütüphaneden oluşmaktadır. Yapıda ayrıca imaret bölümü bulunmaktadır.

Mimari detaylarda yer alan tamir kitabeleri, Mevlevihane'nin çeşitli dönemlerde tamir gördüğünü göstermektedir. Kitabelerde, 1812 yılında Halet Efendi tarafından, 1841 yılında Sultan Abdülmecit döneminde ve 1838-39 yıllarında Mutasarrıf Mustafa Mazhar Paşa tarafından tamirat yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca Mevlevihane'nin 1838-39 yıllarında Ahmet Mahir Tekfurdagade tarafından yazılan kitabe ile süslendiği bilinmektedir. İç mekanda ayrıca çeşitli ayetler, beyitler ve süslemeler bulunmaktadır.

Mevlevihane'nin sema meydanı, sema merasimi için kullanılan bir alandır. Semahane, dervişlerin ve Mevlevi muhibblerinin sema merasimlerini izlediği bir meydandır. Yapının dışındaki kemerlerin direkleri üzerine Mevlevi şikâyetleri ve beyitler yazılmıştır. Kubbe kasnağında Ayet-el Kürsi ve "La İkrahe Fî'd-Dîn" ayeti, kubbe göbeğinde İhlas Suresi ve hattatın ketesi, kubbe içinde ise Allah, Muhammed ve Hulefa-yı Raşidin'in isimleri yazılıdır.

13-  Hayme Ana Türbesi

Hayme Ana Türbesi

Hayme Ana'nın türbesi, Osman Gazi'nin ninesi ve Ertuğrul Gazi'nin annesi olarak bilinen tarihi bir şahsiyetin anısını yaşatmak amacıyla yapılmıştır. Türbe, Domaniç İlçesi'nin Çarşamba Köyü'nde yer almaktadır. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid tarafından 1886 yılında Hayme Ana'nın kabrini buldurarak üzerine inşa ettirilen bu türbe, Hayme Ana'nın hikayesini ve Osmanlı'nın kuruluş dönemine ait önemli bir figürün anısını yaşatmaktadır.

Her yıl Eylül ayının ilk pazar günü, "Hayme Anayı Anma ve Göç Şenlikleri" etkinlikleriyle Hayme Ana anılmaktadır. Bu etkinlikler, bölge halkı ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Hayme Ana'nın türbesi, tarihî ve kültürel bir öneme sahip olduğu için bölge turizminde de önemli bir durak noktasıdır.

14-  Kütahya Arkeoloji Müzesi

Kütahya Arkeoloji Müzesi, tarihi bir medrese binası olan Vacidiye Medresesi'nde bulunmaktadır. Bu medrese binası, Germiyan Beylerinden Umur bin Savcı tarafından 1314 yılında yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen bu yapı, Selçuklu sanatının karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Kubbeli kapıları ve orta mekâna açılan dokuz küçük odasıyla dikkat çeker.

Müze, ziyaretçilere Geç Miyosen döneminden itibaren Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çeşitli eserleri sunmaktadır. Sergilenen eserler arasında özellikle Çavdarhisar-Aizanoi'de yapılan kurtarma kazısında bulunan Amazonlar Lahdi önemlidir. Bu lahit, yüksek kabartma tekniğiyle yapılmış olup, yan yüzlerinde Greklerle Amazonlar arasındaki savaşları betimleyen etkileyici kabartmalara sahiptir. Dünyada bulunan sayılı Amazon Lahitleri içinde en sağlam durumda olanlarından biridir.

Kütahya Arkeoloji Müzesi, 1965 yılında ziyarete açılarak bölgenin zengin tarihî ve kültürel mirasını keşfetmek isteyen ziyaretçilere hizmet vermektedir.

15-  Kütahya Çini Müzesi

  Kütahya Çini Müzesi

Çini Müzesi, Türkiye'deki ilk ve tek çini müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Germiyan Beyi II. Yakup Çelebi tarafından 1411 yılında yaptırılan külliye içinde yer alan imaret ve türbe bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek çini müzesine dönüştürülmüştür. Müze, 1999 yılında ziyarete açılmıştır.

Müze binası, imaret ve türbe bölümlerini içermektedir. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekânda, üç yönde kubbeli eyvan ile iki oda bulunmaktadır. Türbe bölümünde II. Yakup Bey'in çinili sandukası yer almaktadır. Ayrıca, yıkılan medresenin vakıf kitabesi müzenin giriş kapısının solunda görülebilir. Müzenin girişinde ise II. Yakup Çelebi'ye ait dünyanın en büyük ikinci taş kitabesi bulunmaktadır.

Çini Müzesi, vitrinlerinde 14. yüzyıldan günümüze kadar Kütahya ve İznik'te üretilen çini mimari elemanlar, çini kitabeler, çini vazolar, tabaklar, panolar ve çiniden yapılmış ev gereçleri gibi çeşitli eserleri kronolojik bir sırayla sergilemektedir. Ayrıca, müzenin girişinde "Gök Şadırvan" olarak da bilinen alanda, 13 Temmuz 1766 tarihinde fincancı ustaları ile kalfalar arasında imzalanan "İlk Toplu İş Sözleşmesi"nin metinlerini görmek mümkündür. Bu sözleşme, tarihteki ilk toplu iş sözleşmelerinden biridir.

16-  Lajos Kossuth Evi Müzesi

Lajos Kossuth Evi Müzesi

  Lajos Kossuth, 1848-1849 yıllarındaki Özgürlük Savaşı'nın ardından Macaristan'ı terk edip Osmanlı topraklarına geçti. Kossuth ve beraberindeki 5 bin mülteci, Vidin'e ulaştı. Osmanlı yönetimi, Avusturya ve Rusya'nın baskısına rağmen mültecilere teslim olmama kararı aldı. Ancak bir Avusturya yetkilisi, mülteci kampını ziyaret ederek geri dönmeleri için çaba harcadı. Bu çabaların ardından bir kısmı geri dönen mültecilerin geri kalan kısmı, Türk yetkilileri tarafından Sumla'ya götürüldü. Kossuth ve maiyeti daha sonra Kütahya'ya taşındılar.

Kossuth, XVIII. yüzyılda inşa edilmiş bir binaya yerleştirildi ve burası günümüzde "Kossuth Müzesi" olarak adlandırılmaktadır. Kossuth, mülteci yıllarında birçok mektup yazarak Osmanlı Devleti'nin önde gelen isimlerine, İstanbul'daki İngiliz elçisine ve diğer ülkelerin diplomatlarına siyasi içerikli yazılar ve araştırmalar gönderdi. Ayrıca Türkçe öğrenip İngilizceyi daha da geliştirdi. Kossuth, Kütahya'da misafir edildiği evde, özerk bir Macaristan anayasası taslağı hazırladı. Bu taslakta ulusal sorunun, Macaristan'ın bölünmez birliği temelinde çözülebileceğini belirtti.

Kossuth'un evi, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek müze haline getirildi. Müzede, Kossuth'a ait eşyalar ve klasik Türk evine ait etnografik eserler sergilenmektedir. Bahçedeki evin yedi odası, birinci katta selamlık bölümü, yemek odası, yatak odası, çocuk odası ve çalışma odası gibi bölümler içerir. Müzede ayrıca Kossuth'a ait müzik aletleri, tütün kıyacağı, tabakalar, Türkçe gramer kitabının fotokopileri, XVIII. yüzyıldan kalma bir piyano, Macar porselen yemek takımları ve Budapeşte'nin eski fotoğrafları gibi çeşitli eserler bulunmaktadır.

Kossuth Müzesi, Kütahya'nın tarihi miraslarından biri olup, Türkiye ile Macaristan arasındaki dostluğu simgeler. Her yıl Macar İhtilali ve Özgürlük Savaşı'nın yıl dönümü büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Müze, yerli ve yabancı turistler tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir.

17-  Tugay Anadolu Kültür, Sanat ve Arkeoloji Müzesi

Tugay Anadolu Kültür-Sanat ve Arkeoloji Müzesi, Türkiye'nin askeri alan içinde yer alan tek arkeoloji müzesi olarak öne çıkmaktadır. Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı bünyesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle kurulan bu müze, Kütahya merkezine yakın, Siner Mahallesi'nde konumlanmıştır. Binanın tek katlı, üç salonlu, bir odalı olması ve üç yönde girişe sahip olması, özgün mimari yapısını vurgular. İngilizler tarafından 1937 yılında inşa edilen binanın ahsap çatısı, tarihî bir dokuya sahiptir.

Eski uçak hangar binasının 2004 yılında yapılan onarım ve düzenlemesi sonucu 2005 yılında ziyarete açılan müze, "Askeri Yapı" olarak tescil edilmiştir. Müzenin içeriğinde, Kütahya Müzesi envanterinde yer alan taş eserlerin yanı sıra, müzenin kendi envanterinde bulunan arkeolojik eserler, sikkeler, çiniler ve yağlı boya tablolar sergilenmektedir.

Tugay Müzesi, ülkemizin zengin kültür mirasının askeri bir perspektifle ele alındığı nadir örneklerden biridir. Binanın tarihî önemi, özgün çatı yapısı ve içerisinde sergilenen eserler, ziyaretçilere hem askeri hem de kültürel bir deneyim sunmaktadır. Müzenin bulunduğu yer, tescillenmiş askeri bir yapı olmasıyla da dikkat çekmektedir.

18-  Kütahya Jeoloji Müzesi

Jeoloji Müzesi, Kütahya'da yer alan eski bir hamamın restore edilerek müzeye dönüştürüldüğü tarihi bir yapıdır. Kütahya'nın zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tanıtmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan alınan izinle Jeoloji Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Restorasyonun ardından 25 Nisan 2008 tarihinde ziyaretçilere kapılarını açan müze, özel bir müze statüsüne sahiptir ve Kütahya Belediyesi'ne bağlıdır.

Kütahya, dünya genelinde bulunan 90 çeşit madenden 57'sine ev sahipliği yapmaktadır, bunlardan 35'i ise Kütahya sınırları içindedir. Kütahya'nın maden kaynakları arasında Türkiye'nin bor rezervlerinin yüzde 50'sini, linyit rezervlerinin yüzde 7,6'sını ve seramik hammaddelerini içeren çeşitli rezervler bulunmaktadır. Ayrıca, manyezit gibi refrakter hammaddesi Kütahya'da üretilmektedir. Bu zengin maden kaynaklarına ek olarak Kütahya, termal ve jeotermal kaynaklarıyla da öne çıkmaktadır.

Jeoloji Müzesi'nde Eti Bor A.Ş, Eti Gümüş A.Ş, T.K.İ Seyitömer Kömür İşletmesi (SLİ), Tunçbilek Linyit İşletmeleri (GLİ), Yıldız Entegre (Azot), Kütahya Manyezit (Kümaş), Kütahya Belediyesi El Sanatları Üretim Merkezi (Kestaş) tarafından üretilen süs taşları, Kütahya Porselenin üretim süreçleri ve Şaphane'de üretilen şap ürünleri gibi çeşitli sergiler yer almaktadır. Müze, ziyaretçilere Kütahya'nın zengin maden ve yeraltı kaynaklarına dair kapsamlı bir bakış sunmaktadır.

19-  Dedebali Türbesi

  

Dedebali Türbesi


Dedebali Türbesi, kendi adının verildiği Gaybi Efendi Mahallesi'nde bulunan Musalla Mezarlığı'nda konumlanmıştır. Türbe, 17. yüzyılda inşa edilmiş olup kesme taş kaplamalı ve kiremit çatılıdır. Türbenin sahibi olan Sunullah Gaybi, Kalburcu Şeyhi Pir Ahmet Beşiri'nin torunudur.

Sunullah Gaybi, tasavvuf yolunda ilerleyen bir şahsiyet olarak bilinir ve özellikle taassup ve cehaletle mücadele etmiş, pürüzsüz bir Türkçe kullanarak eserler vermiştir. Edebiyat alanında önemli eserlere imza atmış olan Gaybi'nin Divanı, Sohbetname, Biadname, Ruh'ül-Akaidname, Makasıd-ı Ayniye ve Hüda Rabbim başlıca eserleri arasında yer almaktadır.

Dedebali Türbesi, bölgede manevi bir merkez olarak kabul edilmekte olup, ziyaretçilere tarihi ve kültürel bir atmosfer sunmaktadır. Türbenin yapısı ve içinde barındırdığı eserler, ziyaretçilere Sunullah Gaybi'nin yaşamı ve mirası hakkında bilgi vermektedir.

20-  Seyitömer Höyüğü

Seyitömer Höyüğü

Seyitömer Höyüğü, Kütahya ilinde bulunan eski bir yerleşim yeridir. Höyüğün ölçüleri 150x140 metre olup, 24 metre yüksekliğinde oval bir şekle sahiptir. Tepesi yaklaşık 2000 metrekarelik düz bir alana sahiptir. Höyüğün kuzeyi dik, güneyi ise yayvandır. 1989 yılında başlayan kazı çalışmalarına, 2006 yılında Dumlupınar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından devam edilmiştir ve hala sürmektedir.

Höyükte tespit edilen ilk yerleşim, Eski Tunç Dönemi'ne kadar gitmektedir. Bu dönemde höyüğün surlarla çevrildiği anlaşılmaktadır. Eski Tunç Dönemi'nde, elle yapılan çömlekçilik yerine kalıp kullanılarak yapılan bir çömlekçilik merkezi haline gelmiştir. Hitit Dönemi'nde surların çevrelediği höyükte tekli ve çiftli nal biçimli ocaklar içeren yapılar bulunmaktadır. Frigya Dönemi'nde ise höyüğün sur duvarları kalın ve yüksek olup, kuzey yamacına uzun bir merdiven, batısına ise basamaklı teras duvarlı büyük bir yapı eklenmiştir.

Helenistik ve Klasik dönemde höyüğün üst düzlüğünde bulunan yapılar kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bu dönemde de höyük kalın ve kulelerle takviyeli sur duvarlarıyla çevriliydi. Roma Dönemi'nde höyüğün zirvesinde bir tapınak yapısı olduğu temellerden anlaşılmıştır. Seyitömer Höyüğü'nde yaşayan topluluklar, avcılık, tarım, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, dokumacılık, çömlekçilik ve madencilik gibi sanayi üretimleriyle uğraşmışlardır.

Arkeolojik kazılarda Eski Tunç Dönemi'nden itibaren çeşitli buluntular elde edilmiştir. Bunlar arasında çömlek parçaları, ağırşaklar, sapan taşı, pota, çakmak taşından yapılmış kesici aletler, kemik halka, taş buluntular, Athena portresi, bronz sikke ve cam boncuklar bulunmaktadır. Bu zengin buluntular, bölgenin tarih öncesi ve antik dönem yaşamına ışık tutmaktadır.

21-  Kara Ahmed Bey Türbesi

Kara Ahmed Bey Türbesi


Kara Ahmed Bey Türbesi, Kütahya'da bulunan önemli bir türbedir. Türbenin yapımı 1995 yılına dayanmaktadır ve Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilmiştir. Türbe, Saray Mahallesi'nde yer alan eski adı Zeryen olan bölgededir.

Türbenin özel bir önemi, ünlü seyyah, ilim adamı, yazar ve halk bilimci Kütahyalı Evliya Çelebi'nin dedesi olan Kara Ahmed Bey'e aittir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde 1678 yılında Kütahya'yı ziyaret ettiğinde, dedesi Kara Ahmed Bey'in mezarının Zeryen Mahallesi'ndeki evlerinin bitişiğinde olduğunu belirtmiştir. Türbe, bu önemli tarihî figürün anısını yaşatmak amacıyla yapılmıştır.

Kütahya’ da Ne Yenir?

Kütahya mutfağı zengin ve lezzetli bir mutfaktır. İşte Kütahya'da tatmanız gereken bazı yöresel lezzetler:

Sini Mantısı: İnce hamurla yapılan ve genellikle yoğurtlu olarak servis edilen mantar türü bir hamur işidir.

Cimcik: Bulgur, ıspanak ve baharatlarla hazırlanan nefis bir yemektir.

Ispanaklı Şibit: Ispanaklı iç harcıyla dikkat çeken, özellikle hamur işi sevenlerin tercih ettiği bir lezzettir.

Dolamber Böreği: İçerisinde kıyma ve baharatlar bulunan dolamber böreği, hamurunun ince açılmasıyla öne çıkar.

Haşhaşlı Gözleme: Haşhaş ve şekerle yapılan gözleme çeşididir, tatlı sevenler için idealdir.

Ilıbada Dolması: Kütahya'nın özgün bir dolmasıdır. Ilıbada üzüm yaprağı kullanılarak hazırlanır.

Tirit: Et, pirinç ve baharatlarla yapılan bir çeşit pilav yemeğidir.

Gökçümen Hamursuzu: Geleneksel bir hamursuz türüdür, genellikle et yemekleriyle birlikte tercih edilir.

Tosunum Böreği: Kıyma ve baharatlarla hazırlanan bir börek türüdür.

Sıkıcık Çorbası: Bulgur, nohut ve et ile yapılan besleyici bir çorbadır.

Galeri

Türkiyenin Gezginleri

Türkiyenin Gezginleri

Üyelik Tarihi: 30/05/2019

 

Yorum yapmak için giriş yapınız.