Çorum'da Gezilecek Yerler
Bir Çorum’lu olarak size memleketimi şöyle güzelce tanıtayım da bir daha Çorum’luyum dediğimde bana gülmeyin.
Çorum, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir Hitit Kenti’dir. Frig, Roma, Bizans ve Selçuklu izleri taşıyan çok sayıda sanat eseri bulunmuştur. Uygarlık tarihinin en eski medeniyetlerinden biri olan Çorum’da yapılan kazılarda tarih fışkırmaktadır.
HATTUŞA- BOĞAZKALE
Hattuşa Antik Kenti, Hitit İmparatorluğu’nun başkentliğini yapmış, eski bir yerleşim yeri olmakla birlikte UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış ülkemizdeki dokuz eserden biridir.
Kapıya geldiğinizde çok büyük bir alan olduğunu görüp, nasıl yürünecek acaba diyerek korkutmayın kendinizi. Müze kartınız varsa hemen onu gösterin ve arabanızla devam edin. Bütün alanı aracınızla gezebilirsiniz.
YAZILIKAYA
Hattuşa Antik Kenti’nden çıkınca 2 km kuzeydoğu tarafına giderseniz bu açık hava tapınağını görebilirsiniz.
A Odası: 63 adet tanrı figürü kabartması içermekte olup, batı duvarındakiler tanrıları, doğu duvarındakiler ise tanrıçaları ifade eder.
B Odası: Aslan kafalı ve kanatlı, iki adet mitolojik figür. Tuthalia’nın iki kabartması (Hattuşili ve Puduhepa’nın oğlu IV. Tuthalia), Yeraltı Kılıç Tanrısı ve 12 Tanrı kabartmaları mevcuttur.
ALACAHÖYÜK MÜZE ve ÖREN YERİ
Alacahöyük’te yapılan kazılarda dört uygarlık açığa çıkarılmıştır. Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Frig, ve Hititler dönemine ait eserler, müze içerisinde sergilenmektedir. Onüç adet önemli kral mezarı bulunmuştur. Ölüler, kişiler eşyaları ile birlikte gömülmüştür. Kama, kılıç balta gibi savaş aletleri, süs eşyaları, taş, altın ve tunç eşyalarla gömülen ölüler, cam fanus içinde sergilenmektedir.
Müze kapısından giriş yaptıktan sonra sağa döndüğünüzde sizi iki adet sfenskli kapı karşılıyor.Kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilen 2 adet sfenksli kapının genişliği 10 metredir. Bu sfenkslerin iç ve dış yüzeyi kabartmalarla süslenmiştir. Kabartmada görülen boğa figürü, göklerin fırtına tanrısını simgeler.
KAYBOLAN TANRI EFSANESİ
Bereket Tanrısı Telipinu, birgün çok sinirlenir. Öyle bir sinirlenmiş ki, öfkesinden fırlamış gitmiş. Gidişinin ardından her tarafı sis kaplamış. Hayvanlar ürememiş, Çocuklar doğmamış, dağlar,ağaçlar, otlaklar kurumuş. Güneş tanrısı, bütün tanrılara Telipinu’ yu bulmalarını emretmiş. Ama hiçbiri bulamamış. En sonunda bir arı, onu uyurken bulmuş ve iğnesini batırarak uyandırmış. Buna daha çok sinirlenen bereket tanrısı, felaketler yaratmaya başlamış. İçlerinden biri büyü yapalım demiş. Bunun üzerinde büyüden etkilenen Telepinu sakinleşmiş, doğa yeniden canlanmış.
Efsane işte:)
İSKİLİP KAYA MEZARI
Merkezde bulunan 100 metre yükseklikteki bu mezar, Osmanlı dönemine aittir. Sütun başlıklarında aslan figürü resmedilmiştir. Ayrıca sütunların arasındaki üçgen alınlık içerisinde de karşılıklı yatar pozisyonda iki kanatlı aslan figürü vardır.
İskilip demişken, meşhur dolmasından bahsetmemek ayıp olur. Ben İskilip’liyim ve bunu en iyi ben anlatırım! :)
Düğünlerde ‘’dolmacı’’ denilen aşçılar tarafından yapılır. Ca dolması da denir ama bizim için bu muhteşem yemeğin adı ‘’iskilip Dolması’’dır. Osmanlı döneminde askerin sefer yemeği olmuştur.
Akçeltik pirinci, soğan ve karabiberle hafif kavrulur ve bez bir çuvala konur. Büyük kazanın içine büyük etler konur soğan, tereyağ ve su eklenir. Ortasına 3 ayaklı sacayağı konur. Sacayağının üzerine pirincin olduğu bez torba, suya değmeyecek şekilde konur. Kapağı kapanır ve kapağın etrafı hamurla kapatılır. Sadece hava alması için küçük bir delik bırakılır. İlkel bir düdüklü tencere gibi düşünebilirsiniz. Gece boyunca altına odun konarak 6-8 pişer. Sabah, düğün yemeği olarak arpa şehriye çorbası, sirkeli cacık, lengerde servis edilen dolma ve un helvası takımdır, bozulamaz. Bozulması teklif dahi edilemez!
Lenger ortaya konur. Herkes tabağına bu lengerden alır. Bittiğinde tekrar isterseniz lengerin içine bahşiş atmalısınız. Adet böyle. Bu arada bir düğüne denk geldiyseniz ne mutlu size. Gidip oturup yemeğinizi yiyebilirsiniz kimse size bir şey sormaz.
İSKİLİP KALESİ
Efsanelerde adı Zengibar Kalesi olarak geçen bu kale, yüz metrelik bir kaya üzerine oturtulmuştur.
ÇORUM MÜZESİ
Şehir merkezinde bulunan, arkeolojik eser müzesidir.
ÇORUM KALESİ
Şehir merkezinde bulunan, Selçuklu izleri taşıyan Çorum Kalesi, M.S.1571 tarihlidir.
ÇORUM SAAT KULESİ
Sultan II. Abdülhamit’in muhafız birliği komutanı tarafından yaptırılmıştır.
ÇORUM ULU CAMİ
Osmancık caddesi üzerinde bulunan bu caminin, ne zaman yaptırıldığıyla ilgili net bir bilgi yoktur.
LAÇİN KAPILIKAYA ANITSAL KAYA MEZARI
Kırkdilim mevkiinde sarp bir kayalıkta bulunan anıt mezar, Helenistik dönem kaya mezarı olup, Komutan İKEZİOS’a aittir. M.Ö. II. Yy olarak tarihlenmektedir.
Mezar odasının kapısının üzerinde İKEZİOS yazısı okunmaktadır. Niş şeklinde oyulmuş, ölü şekilleri de girişin sağ tarafında bulunmaktadır.
ORTAKÖY İNCESU KANYONU
Tek giriş ve çıkışı bulunan kanyonun her iki yamacı sarp kayalıktır. Kabartma, kale kalıntıları ve kaya mezarlarıyla da ilgi çekiyor.
Suyun aktığı yöne doğru yürürseniz, 1.5 metre yükseklikte bulunan Kybele kabartmalarını görebilirsiniz.
KOYUNBABA KÖPRÜSÜ
Osmancık ilçe merkezinde, Kızılırmak üzerinde bulunan köprü II. Beyazıt zamanında yapılmıştır. Köprü mimarı hakkında bir bilgi yoktur.
ÇORUM’DA NE YENİR ve NELER ALINIR?
İskilip dolması, keşkek, tepsi, madımak, yırtma yiyebilir, çeşit çeşit görünümleriyle kafa karıştıran leblebilerden alabilirsiniz.